2 Nisan 2015 Perşembe

Happy Valley – Tanıtım

İsmiyle hiç müsemma olmayan bu pis, uğursuz ve üzerine güneş doğmayan vadinin tanıtımına hoş geldiniz!

İngiltere’nin kuzeyinde, bir vadi üzerine kurulmuş ve Halifax’e bağlı olan bir yerleşim yerindeyiz. Açılışta dediğim gibi, isminin “mutlu” olmasına hiç aldanmayın. Artık İngiltere’nin havasından mıdır, suyundan mıdır bilinmez ama (bence havasından) bu vadinin insanları mutsuz ve umutsuz. Vadilerinde yıllardır bitmek tükenmek bilmeyen uyuşturucu illeti kol geziyor. Vadinin cengaver kadın polisi ve dizinin ana karakteri Çavuş Catherine Cawood’un yegâne amacı da bu illetin kökünü kazımak. Çünkü dizinin konusunu da oluşturan bir olaylar silsilesine sebep olmak üzere bu illet.

Şimdi çay içen çayını, kahve içen kahvesini doldursun; şöyle etraflıca bir tanıtım için yazının devamına buyursun.

Cawoodgillerden Catherine

 

YAYIN BİLGİLERİ

Dizi 29 Nisan 2014’de BBC One’da yayın hayatına başlayıp, 3 Haziran 2014’teki 6’ncı bölümüyle ilk sezonunu tamamladı. Aslında “ilk sezonu” demek de doğru olmaz zira normalde mini-dizi olarak tasarlanmıştı. Ama izleyiciden aldığı iyi tepkiler ve yüksek reytingler sonrası 18 Ağustos 2014’te 2’nci sezon onayını aldı. Yayın tarihi ise henüz belli değil.

Yayınıyla alakalı birkaç bilgi daha vereyim.

– Dizinin 29 Nisan 2014’te yayınlanan ilk bölümü İngiltere’de 7,6 milyon kişi tarafından izlenirken, 6 bölümün ortalama izleyici sayısı ise 7,2 milyonmuş.

– Bunun yanısıra dizideki şiddet içeren sahnelerden ötürü, İngiltere’nin RTÜK’ü olarak nitelendirebileceğimiz Ofcom, buna dair bazı şikayetler aldıklarını belirtmiş.

– Bu şiddet içeren sahnelerin zirve yaptığı 3. ve 4. bölümlerde ise, Daily Mail‘in iddiasına göre BBC‘ye 15 adet olumsuz, 45 adet ise olumlu yorum içeren telefon gelmiş. Kafalar karışmış.

Dizinin ABD hakları ise Netflix‘in elinde bulunuyor. Orada da 20 Ağustos 2014 tarihinde yayınlanmış.

 

“Gel canım, kaçalım gidelim buralardan”

 

KONU

Catherine Cawood, adeta hayatın sillesini yemiş bir kadın. Polislik yapıyor. 1 kızı intihar etmiş, diğer oğluyla da pek konuşmuyor. Boşanmış. Kız kardeşi uyuşturucu tedavisi görüyor. Bakmak zorunda olduğu bir torunu var. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de vadisinde uyuşturucu kol geziyor. Yıllardır bu sorunu bertaraf etmek için çabalıyor ama pek beceremiyor.

Catherine, intihar eden kızına tecavüz edip intiharına sebep olduğunu düşündüğü ve kendince suçladığı Tommy Lee Royce’un vadiye geri geldiğini öğreniyor. Kızının intiharı sonrası bu adamla çok uğraşmasına rağmen tecavüzden hüküm giymesini sağlayamıyor. Tommy Lee Royce ise uyuşturucu tedarik etmekten hapis cezası almış ve 8 sene yatmış birisi. Dizinin ilk bölümünde cezasını tamamlamış olarak karşımıza çıkıyor.

“Beyler siz ne ayaksınız?!”

Dizideki baskın karakterlerden birisi de Kevin. Patronu Nevison’dan, kızlarını iyi bir okula gönderebilmek için para istiyor ama Nevison, en güvendiği çalışanı olmasına rağmen Kevin’in bu isteğini geri çeviriyor. Bu durum karşısında gözü dönen Kevin, çiftlik sahibi Ashley ile akıl almaz bir plan yapmaya girişiyor ve dananın kuyruğu tam da bu noktada kopuyor.

 

 

 

KARAKTERLER

Kadın gibi kadın

Catherine Cawood:

Dizinin baş karakteri. 47 yaşında, boşanmış, 1 kız kardeşi ve 2 de evladı olan bir polis Catherine. Kızı Becky 8 yıl önce intihar etmiş, oğlu Daniel ile de pek konuşmuyor. Becky öldüğünde 6 haftalık, şimdi ise 8 yaşında olan Ryan isminde bir torunu var, ona bakıyor.

Karaktere, Lark Rise To Candleford ile The Paradise‘tan hatırlayacağımız Sarah Lancashire hayat veriyor. Gerçekten olağanüstü bir oyunculuk sergilediğini de söylemeden geçemeyeceğim.

 

Paçasından para akan adam

Nevison Gallagher:

Kendi ismini taşıyan bir şirket sahibi. Zengin ve varlıklı bir adam. Özenle yetiştirdiği 1 kızı var, onun üzerine titriyor. Karısıyla da arası gayet iyi.

Karaktere, Homefront ile The Long Firm‘den hatırlayacağımız George Costigan hayat veriyor.

 

 

Ödlek muhasebeci

Kevin:

Nevison Gallagher’ın şirketinde muhasebeci. Nevison’un en güvendiği çalışanı. Yıllardır kendisiyle birlikte çalışıyor ve şirketteki her türlü para işi ondan soruluyor. Biraz pasif ve pısırık bir adam. Karısı ve 2 tane kız çocuğu var.

Karaktere, Whitechapel ile Mapp & Lucia‘dan hatırlayacağımız Steve Pemberton hayat veriyor. Kendisinin performansını da üst düzey bulduğumu belirtmek isterim.

 

Karavanlarım var benim

Ashley:

Çiftlik ve karavan filosu sahibi. Nevison kadar zengin değilse de ortalamanın üstünde bir hayat sürüyor. Öte yandan pis işlere de bulaşmış, pis adamları tanıyan birisi. Karısı ve 2 de oğlu var.

Karaktere, Public Enemies ile The Village‘dan hatırlayacağımız Joe Armstrong hayat veriyor.

 

 

Saçlarım şekil önümden çekil

Tommy Lee Royce:

Dizinin psikopatı. 8 yıl önce uyuşturucu tedarik etmekten hapse girmiş ve cezasını yeni tamamlamış. Yani olabildiğince tehlikeli, tekinsiz, psikopat, serseri ve aklınıza gelen her türlü olumsuz sıfatı taşıyan bir adam. Ashley’nin çiftliğinde çalışıyor.

Karaktere, Grantchester ile Death Comes to Pemberley‘den hatırlayacağımız James Norton hayat veriyor. Dizide adeta döktüren oyunculardan biri de kendisi.

 

Kısa adam

Lewis:

Ashley’nin çiftliğinde çalışan diğer eleman. Biraz fırlama, dengesiz bir çocuk bu. Sağı solu belli olmuyor. Ama Tommy kadar tehlikeli değil. Daha kendi halinde, çekingen, saf ve temiz kalpli.

Karaktere, The Passing Bells‘ten hatırlayacağımız Adam Long hayat veriyor.

 

 

Enteresan insan

Richard:

Catherine’ın eski kocası. Gazeteci. Şimdi Ros isminde genç ve güzel yeni bir eşi var fakat Catherine ile de hâlâ çatır çatır s… görüşüyor. Genel olarak ilginç bir adam.

Karaktere, Frankie ile The Village’dan hatırlayacağımız Derek Riddell hayat veriyor.

 

Kadim dost

Clare:

Catherine’in kız kardeşi. Uyuşturucu bağımlılığından kurtulmak için tedavi görüyor. Catherine’in en büyük destekçisi. İyi bir insan.

Karaktere, Downton Abbey‘den hatırlayacağımız Siobhan Finneran hayat veriyor.

 

Üniversite mezunu işsiz

Ann Gallagher:

Nevison ve Helen Gallagher’ın evladı. Üniversiteyi bitirmiş ama henüz iş bulamamış. Mini marka bir arabası var. Kendi hâlinde takılan bir kızcağız.

Karaktere, ’71 ve The Village’dan hatırlayacağımız Charlie Murphy hayat veriyor.

 

Sıpa

Ryan:

Merhum Becky’nin oğlu, Catherine’in torunu. Her çocuk gibi biraz yaramaz. Catherine, kızı Becky öldükten sonra ortada kalmasın diye bu çocuğa sahip çıkıyor.

Bu küçük kardeşimizin ilk yapımı.

 

 

 

 

Kedi demeye dilimin varmadığı hayvanıyla Sally Wainwright

YARATICI:

Dizinin senaryo yazarı, yaratıcısı ve 1 bölümün de yönetmeni Sally Wainwright. Kendisi aynı zamanda Last Tango in Halifax adlı İngiliz dizisinin de yazarı ve o diziyle 2013 yılındaki BAFTA ödüllerinde en iyi dizi ve en iyi yazar ödüllerini almış. 2011 yılında ise yine yazarlığını yaptığı Scott & Bailey de en iyi dizi ödülünü almış.

Dizinin ilk formatı mini-dizi olmasına rağmen Sally Wainwright, final bölümünün yayınlandığı gün -yani 2. sezonun olup olmayacağı henüz belli değilken- RadioTimes‘a “Kafamda 2’nci bir sezona dair bazı planlarım var.” açıklamasını yapmış. (Bağlantı, sezon finaline dair ispiyon içerir.)

 

 

Ödül töreninden bir kare

ÖDÜLLER:

Happy Valley, İngiltere’deki haftalık dergi TV Choice‘in 2014 yılının en iyilerini seçtiği törende The Crimson Field, The Musketeers ve The Widower’ı alt edip “En İyi Yeni Drama” ödülünü aldı. Sarah Lancashire ise rakipleri Lauire Brett (Waterloo Road), Joanne Froggatt (Downton Abbey) ve Judy Parfitt’i (Call The Midwife) geride bırakıp “En İyi Kadın Oyuncu” seçildi.

 

 

DİZİDEN BAZI AYRINTILAR:

– Dizide sürekli bir çay sirkülasyonu var. Her bölümde kişiler birbirine ortalama 3 ila 4 sefer çay içme teklifinde bulunuyor. Çok dikkatimi çektiği için paylaşmak istedim. Aslında gereksiz bir ayrıntı.

– İnanılmaz kötü bir dil ve aksan mevcut. Çeşitli mecralarda okuduğum yorumlara göre, Netflix üzerinden izleyen bazı Amerikan vatandaşları diziyi İngilizce altyazıyla izlemek zorunda kaldıklarını belirtmiş. Yine bu konuda bazı İngilizlerin dediklerine göre de bu çok doğalmış, şaşılacak bir şey yokmuş. Kullanılan dilin tamamiyle yaygın İngiliz dili içinde olduğunu ve kuzey bölgelerine ait bir şey olmadığını söylüyorlar. Fakat Londra’da geçen herhangi bir İngiliz dizisiyle karşılaştırıldığında fark çok belirgin şekilde ortaya çıkıyor; hem aksan, hem de kullanılan dil açısından.

– Dizinin jeneriği ve sahneler için seçilen müzikler epey başarılı. Özellikle yaylı çalgılar ön planda. Dizide hakim olan gerilimi içinizde hissediyorsunuz.

 

Vadimize tepeden bakış

 

YAZARIN GÖRÜŞÜ:

Her ne kadar sıradan bir konu işliyor gibi gözükse de klişeden olduğunca uzak, adamakıllı bir suç draması Happy Valley. Ne eksiği var, ne fazlası.

Çeşitli mecralarda “İngilizlerin Fargo’su” yakıştırmasını okudum ve özellikle şiddet sahneleri açısından katıldığım bir yakıştırma oldu bu. Fakat Happy Valley’in dramı, Fargo’ya oranla daha yoğun ve kara mizah ağırlıklı değil. Oradan bazılarınızın “Sen bunu ciddi ciddi Fargo’yla karşılaştırdığının farkındasın değil mi?!” dediğini duyar gibiyim. İzleyip görün diyorum.

Bir karşılaştırma da Broadchurch ile yapılabilir diye düşünüyorum bir yandan. Bunu hiçbir yerde okumadım ama ikisinin de suç draması ve İngiliz yapımı olması açısından bakabiliriz. Mesela kaliteli oyunculuklar yönünden Broadchurch’te ne buluyorsak, aynısını Happy Valley’de de bulabiliyoruz. Ama konu işlenişi bakımından Broadchurch daha sakin sakin ilerlerken, Happy Valley’de olaylar paldır küldür gelişiveriyor. Broadchurch’te, yaşanan tek bir olayın kişiler üzerindeki etkisine yoğunlaşılırken, Happy Valley’de kişilerden ziyade olaylara daha fazla yoğunlaşılıyor.

Bu karşılaştırmaları yapma sebebim, izlenmek istenirse nasıl bir şeyle karşılaşılacağı açısından kafalarda fikir oluşturmak içindi.

Sonuç olarak, “Şiddete, uyuşturucuya, kavgaya ve ölüm sahnelerine bayılırım; tam bana göre!” diyenler hiç vakit kaybetmeden diziyi izlemeye başlayabilir. İnsanı ciddi anlamda rahatsız eden bir dizi.

 

 

Catherine deme bana!

 

SON SÖZ:

Öncelikle, yazıyı yazarken @unfortr‘ın “The Paradise” adlı dizinin tanıtımındaki düzeninden ve planından yararlanıp üstüne kendimce bazı eklemeler yaptığımı belirteyim, kendisine teşekkür ediyorum. Bu ilk dizi tanıtımımdı; mutlaka eksik gedik vardır, kusura bakmayınız. Geç bulup çabuk kaybettiğim bu dizinin (6 bölümünü de 1 günde izledim) tanıtımını umuyorum ki beğenmişsinizdir. Biraz uzun oldu çünkü her şey bulunsun istedim. Elimden geldiğince de sıkıcı olmamasına uğraştım. Bu arada, dizinin Türkçe altyazı çevirileri de tarafımdan yapılmıştır. Dolayısıyla tanıtımda objektif olmadığını düşündüğünüz, “bildiğin kayırmışsın diziyi, çakal seni” filan dediğiniz veya “vay efendim ne alâkası var, hiç olmuş mu bu şimdi?” diye içinizden geçirdiğiniz herhangi bir yer olursa lütfen bildirmekten çekinmeyiniz.

Yazıma son verirken, sizi Tommy’nin sıfatıyla başbaşa bırakıyorum.

PSİKOPAT

İyi eğlenceler, iyi seyirler!

Fragman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder