29 Aralık 2015 Salı

Yılın En İyi ve En Kötü Dizilerini Seçtik!

Geçenlerde sizlerin yorumlarıyla yılın en beğendiğimiz ve beğenmediğimiz dizilerini seçelim demiştik. Anket dün itibariyle son buldu ve 22 dakika izleyicisi olarak yılın en çok beğenilen ve beğenilmeyen dizilerini seçtik. Sonuçları açıklayalım öyleyse:

  2015 YILININ EN BEĞENİLMEYEN DİZİLERİ  

10 – American Horror Story: Hotel | Puanı: -21

10 – Haven | Puanı: -21

9 – Scream Queens | Puanı: -22

8 – Ash vs Evil Dead | Puanı: -23

7 – Fortitude | Puanı: -25

6 – Olympus | Puanı: -26

6 – Zoo | Puanı: -26

6 – We Hot American Summer | Puanı: -26

5 – Arrow | Puanı: -33

5 – Mr. Robot | Puanı: -33

5 – Helix | Puanı: -33

4 – The Bastard Executioner | Puanı: -34

3 – Wayward Pines | Puanı: -36

2 – Fear The Walking Dead | Puanı: -49

1 – Under The Dome | Puanı: -66

  2015 YILININ EN BEĞENİLEN DİZİLERİ  

10 – The Affair | Puanı: 49

9 – The Good Wife | Puanı: 52

8 – Homeland | Puanı: 53

8 – Banshee | Puanı: 53

7 – Better Call Saul | Puanı: 55

7 – House of Cards | Puanı: 55

6 – Fargo | Puanı: 67

5 – Shameless | Puanı: 77

5 – Sense8 | Puanı: 77

4 – Narcos | Puanı: 80

3 – Doctor Who | Puanı: 85

2 – Daredevil | Puanı: 105

1 – Game of Thrones | Puanı: 174

  BİRKAÇ İSTATİSTİKSEL BİLGİ  

En fazla 1. seçilen dizi Game of Thrones ve Doctor Who  oldu. (5 defa)

Onu Banshee ve Narcos takip etti. (4 defa)

Outlander, Killjoys ve The Walking Dead tek oy farkla en beğenilmeyenler listesine giremediler.

Oy kullanan, kullanmayan herkese teşekkürler!

26 Aralık 2015 Cumartesi

Böyle Anne Düşman Başına!

İzlediğimiz dizilerde kötü anne figürleriyle sıkça karşılaşırız. Uyuşturucu ticareti yapanı, cinayet işleyeni, alkol batağına saplanıp çoluğunu çocuğunu umursamaz hale geleni, kindarı, manipülatif olanı derken bu listeyi daha da uzatmamız mümkün.

Biz ise saydığımız özellikleri ve daha fazlasını bünyesinde barındıran televizyonun en kötü annelerine bu bildiride yer vermek istedik. Merak etmeyin onları gelmiş geçmiş en kötü anneler listemizden eli boş gönderecek değiliz.

Dizi: Nurse JackieKarakter: Jackie PeytonCanlandıran: Eddie Falco

All Saints hastanesinde ihtiyacınız olduğu vakit, her an her yerde Jackie yanınızda biterdi. İnsan ilişkilerindeki başarısının yardımıyla, hastaların ruhsal durumuyla pek bir güzel ilgilenirdi. O yoğun iş tempolarının, bitmez mesailerin hemşiresiydi. Kendini sağlam ve dengede tutabilmek içinde ilaçlarla yaşardı. O bir bağımlıydı ve kocası ile iki çocuğunu hep ihmal ederdi.Mükemmel en kötü anne hediyesi:  Vicodin, Xanax ve Percocet’ten oluşturduğumuz cicili bicili paketi kendisine sunmaktan mutluluk duyuyoruz.

 

Dizi: Mad MenKarakter: Betty DraperCanlandıran: January Jones

O güzelim mavi gözler ekrana bazen öyle soğuk bakardı ki, tüylerimiz diken diken olurdu. İşte o anlar genelde Betty’nin çocuklarını azarladığı anlardı. Onun soğuk tavırlı sıkıcı çocuk yetiştirme taktikleri yüzünden, Sally annesine iyice yabancılaşmıştı.

https://www.youtube.com/watch?v=c5ObWr7MY_4

Mükemmel en kötü anne hediyesi:  Ona tam otomatik ama sarsıntı gücü yüksek bir çamaşır makinası hediye etmeyi uygun bulduk. Artık eskisi yeteri kadar işlevini görmüyordu. Güle güle kullansın.

 

Dizi: Boardwalk EmpireKarakter: Gillian DarmodyCanlandıran: Gretchen Mol

Daha genç yaşta yetim kalıp hayat onu sağa sola sürükledikten sonra, gece kulüplerinde dansçı kız olarak çalışmaya başlamıştı. Gillian her önüne gelenle rastgele yattığı bu ortamlarda, çocuğu Jimmy’i de peşinden sürüklemişti. Üstelik Jimmy’i daha 14 yaşındayken doğurmuştu. Anlayın çocuk ne kadar çile çekti. İlerleyen dönemlerde daha neler oldu neler, ne siz sorun ne biz söyleyelim.Mükemmel en kötü anne hediyesi: Malum teknoloji ilerledi. Bu yüzden bizde düşündük taşındık, kendisine  hediye olarak bir buhar makinesi seçmeyi uygun gördük. İyi günlerde kullansın.

 

Dizi: MomKarakter: Bonnie Plunkett, Christy PlunkettCanlandıran: Allison Janney, Anna Faris

Bonnie’nin kötü annelik dönemleri epey eskiye dayanıyor ama yinede o günleri bizlere ara ara hatırlatıyor. Üstelik onun bu konudaki beceriksizliği kızı Christy’e de sirayet etmiş. O da iki çocuğuna pek iyi annelik yaptığı söylenemez.Mükemmel en kötü anne hediyesi: Biz bu iki anne adayından hediyemizi Christy’e verelim istedik. Pek seveceğini ümit ettiğimiz pofuduk bir kedi armağan ediyoruz. İyi hapşırmalar.

 

Dizi: Sons of AnarchyKarakter: Gemma TellerOyuncu: Katey Sagal

Oğlu Jax’in hayatına giren bütün kadınlara karşı bir müdahalesi oldu. Bir yavrum sen aşık değilsin, aşık olursan ben sana söylerim demediği kaldı. Gerisi de bizde kalsın.

Mükemmel en kötü anne hediyesi: Çetedeki  kayıplar malum, işte bu yüzden her daim kullanabileceği Fisher‘ların cenaze evinden 10 adet bedava merasim organizasyonu takdim ediyoruz.

 

Dizi: VeepKarakter: Selina MeyerCanlandıran: Julia Louis-Dreyfus

Selina kızı Catherine’e hediye etmek istediği yavru köpeği, bir siyasi dublör malzemesi haline dönüştürür. Alçak gönüllü kızımızda barınaktan büyük bir hevesle köpek seçimi yapar. Fakat Selina köpeği o kadar çirkin bulur ki, dalga geçmediği tarafı kalmaz. Sonunda da politik nedenlerden dolayı köpek alma konusunda fikrini değiştirir.Her şey bir yana kızına karşı ne kadar ilgisiz bir anne olduğunu üstteki görsel çok güzel bir şekilde açıklıyor.

Mükemmel en kötü anne hediyesi: 2.bölümün sonuna geldiğimizde makam aracı içinde yaşadığımız hadiseyi unutmamız mümkün değildi. Kendisine bu gibi durumlarda başa çıkmak üzere hoş kokulu bir sprey hediye ediyoruz.

 

Dizi: WeedsKarakter: Nancy BotwinCanlandıran: Mary-Louise Parker

İki çocuklu dul annemiz Nancy, güzide semtimiz Agrestic’de ailesini ayakta tutabilmek için marihuana satışına başlar. Doğal olarak listemiz içinde  biçilmiş bir rol model haline gelmesi kaçınılmaz. Çocuklarıda çok kısa bir sürede onun bu takdire şayan girişimci ruhunu örnek almakta gecikmezler.

Mükemmel en kötü anne hediyesi: Nancy’e ne alırsak alalım, alacağımız şeyi ticky-tacky ile yapılmış küçük bir kutunun içine koyduğumuza emin olalım.

 

Dizi: Game of ThronesKarakter: Cersei LannisterCanlandıran: Lena Headey

2.sezonun 9.bölümünde oğlu Tommen Baratheon‘u kucağına alıp, aslan ile yavrusunun hikayesini anlattığı masalın sonunu nefesimizi tutarak izledik. Bir anne daha fazla ne kadar zalim olabilir düşünmeden edemedik.Mükemmel en kötü anne hediyesi: Düşündük taşındık, Nightshade (it üzümü) esansında karar kıldık. Stoklarında bitmiş olmalı, içtiği şarabın içine bir damla koyarak gerilen sinirlerinin yatışmasını ümit ediyoruz. Ancak ilişiğine eklediğimiz prospektüsüne, on damlalık dozu başkalarının üzerinde kullanmaktan itina ile sakınmasını nasihat ettiğimiz bir paragraf eklemeyi kesinlikle ihmal etmiyoruz.

24 Aralık 2015 Perşembe

Oyun || 22dakika Baba soruyor: HO HO HOOO! Hangi dizin hortlasın?

22dakika Ailesi olarak dizilerle ilgili oyunlar oynamayı, hayaller kurmayı seven bir kitleyiz.Yeni yıla girerken izlediğimiz bir sürü yabancı dizide Noel ve yılbaşına dair bölümler çıkıp duruyor. Sevdiğimiz/sevmediğimiz karakterler birbirlerine hediyeler alıyor/almayı unutuyor. Noel Baba kılıklı tipler çocuklardan yeni yılda neler istediklerini öğreniyorlar.

E bizim de bir 22dakika Baba’mız olsaydı ne olurdu? Tabii ki sevdiğimiz dizilerimizin iptal edilmemesi ile ilgili isteklerimizi dinler dururdu herhalde.

Öyleyse 2016’ya günler kala haydi bir oyun oynayalım:22dakika Baba’nın kucağındaki çocuk olalım ve bitmiş olan dizilerden geri getirmesi için 3 tanesini isteyelim. Dizilerin yayın tarihleri ile ilgili herhangi bir zaman kısıtımız yok. Çocukluğunuzdan bir dizi de olabilir, bu sezon iptal olduğu haberini aldığımız bir dizi de. “İlle de haksız yere iptal olmuş olsun” diye bir kısıtlamamız da yok. Hakkıyla final yapmış bir diziyi de geri getirebiliriz, sonu bağlanamadan iptale uğramış bir diziyi de.

Hangi 3 dizinin dönmesini diliyorsunuz? Pamuk eller klavyeye.

Bakalım bir çoğunluk oluşabilecek mi.

22 Aralık 2015 Salı

Ekranların En Sevilesi Aptalları

Çoğunluğu komedilerde olmak üzere bolca aptal karaktere maruz kalırız dizilerde. Bu aptallardan bazıları sevilesidir, bazıları ise sövülesi. İşte ben de izlemiş olduğum dizilerdeki en sevilesi 18 aptal karakteri derledim bu yazımda. Başlayalım mı?

Penny – Kaley Cuoco (The Big Bang Theory): İlk onunla başlamasam ayıp olurdu herhalde. Sheldon ve Leonard gibi 2 zeka küpü arasında aşırı Fransız kalan aptal sarışınımız Penny. Ama o bu kadar seksiyken onu nasıl sevmeyiz ki? (Tabi bu eski zamanlarını. 2015’teki halini değil.)

Oliver Queen – Stephen Amell (Arrow): Buna bazılarınız ‘cık’ diyebilir. Bazısı aptal bulmayabilir bazısı da sevilesi bulmayabilir. Ama o benim için; kafası pek basmadığı için genelde yanlış kararlar alan iyi niyetli, sevilesi bir halk kahramanı.

Ulvi – Bülent Çolak (Geniş Aile): Cevahir’in ölümüne ortağı Ulvi. Yarım gram beyni vardı ama biz onu ‘Her Türlü’ süyle sevdik be ortaaam.

Danny Wheeler – Derek Theler (Baby Daddy): Sevilesi aptallıkta tavan yapmış karakterlerden biri de Baby Daddy’nin yakışıklısı Danny Wheeler. Aptal olabilir ama kalbi o kadar temiz ki! Sevdiklerinin mutluluğunu her zaman kendi mutluluğunun önüne koyan fedakar Danny.

Thad – Alan Ritchson (Blue Mountain State): Tamam ona bazen gıcık kaptık, bazen onu anlamaya çalışsak da anlayamadık ama biz BMS’çiler 3 sezon boyunca nedenini bir türlü anlayamasak da Thad’i çok sevdik.

Morgan Grimes – Joshua Gomez (Chuck): Tamam Chuck Bartowski’yi ve güzeller güzeli Sarah Walker’ı çok özledik de Morgan Grimes’ı özlemedik mi? Onu da çok özledik be! O da tıpkı Ulvi gibi ‘aptal sevimli yancı’ kontenjanından listede.

Laurie – Busy Philipps (Cougar Town): Sarışın-Aptal-Seksi. Üstüne üstlük bir de sevimli. Onu hangimiz sevmedik ki?

Jeff – Richard Coyle (Coupling): Çoğu kişinin Coupling’deki en sevdiği karakter olan Jeff de ‘sevilesi aptal çapkın’ kontenjanından listede.

Carol Rance – Kathleen Rose Perkins (Episodes): Carol da Sarışın-Aptal-Seksi kontenjanından listede kendine yer bulanlardan. Mimikleri de çok tatlı tabii.

Tim Riggins – Taylor Kitsch (Friday Night Lights): 4-5 sezon boyunca ‘Bu kadar aptal biri nasıl bu kadar cool olabilir ki?’ sorusunun cevabını bir türlü bulamadığımız kişi. Çok az konuşur. Konuşunca ‘Konuşmasaydı iyiydi.’ deriz. Ama severiz be!

Joey Tribbiani – Matt LeBlanc (Friends): En Sevilesi Aptallar diye liste yapılır da hiç hepimizin göz bebeği Joey dışında kalır mı? Allahtan Episodes var da Joey’ye olan özlemimizi az da olsa her sene gidermeye devam edebiliyoruz.

Rogelio De La Vega – Jaime Camil (Jane The Virgin): Kendisi diziyi izlememin en büyük sebeplerinden biri. Aptallığı, aşırı pişmiş egosu ve pamuk gibi kalbiyle aşırı sevilesi bir karakter Rogelio.

Kartal – Cemil Şahin (Kardeş Payı): Hem aptal, hem de çirkin. Garip ama sevilesi.

Prudence – Kelly Brook (One Big Happy): Dizinin iptaline en çok onu bir daha izleyemeyeceğim için üzülmüştüm. Tamam seksiydi ama bir o kadar da tatlıydı ki!

Summer Roberts – Rachel Bilson (The O.C.): Pek zeki sayılmazdı, biraz çocuksuydu, epey de sığdı. Ama çok sevdik onu da.

Jake Harper – Angus T. Jones (Two And A Half Men): En sevilesi aptallardan biri de tabii ki Jake. İtirazı olan?

Silas Botwin – Hunter Parrish (Weeds): Nancy gibi bir ayaklı zekadan nasıl bu seviye aptal bir oğlan çıkmış anlamasak da hepimiz sevdik Silas’ı da.

Edgar Quintero – Desmin Borges (You’re The Worst): Aptal olabilir ama mükemmel bir yüreğe sahip.

Açıkçası listelemeye başlamadan önce erkek karakter sayısının kadın karakter sayısından bu kadar fazla çıkacağı aklımın ucundan bile geçmemişti. Aptal kadın karakterler üzerinden prim yapmak daha çok filmlere özgü bir şeymiş anladım ki! TV’de aptal erkek daha fazla prim yapıyormuş.

Ben hazırlarken çok eğlendim. Umarım siz de okurken aynı seviyede eğlenebilmişsinizdir. Bu arada sizin en sevilesi aptal karakterleriniz hangileri peki?

19 Aralık 2015 Cumartesi

Haven Kasabası’nda Neler Oluyor? || Bölüm 2 || Audrey

Haven kasabasına dün veda ettik. Geçen yazıda Audrey’e kadar neler yaşadığını paylaşmıştık. Şimdi de Audrey’in kasabaya ayak basmasıyla başlayan yeni döngüde neler yaşandığını hep beraber görelim. Güncel olmayan okumasın. Başlıyoruz.Audrey yatağında yeni kimliğiyle uyanıyor. Bu sefer bir FBI polisi kendisi. Başında FBI’daki sorumlusu Howard’ı dikili buluyor. Ondan sıradaki görevini teslim alıyor ve Haven’a doğru yola çıkıyor. Önceki seferlerde olduğu gibi her şeyden habersiz yine.

Mara her seferinde yaptığını yapıyor, başta inanmakta zorlansa da yine sorunların varlığına ikna oluyor ve kasabanın polis merkezi ile birlikte sorunlulara yardımcı olmaya başlıyor. Colorado Kid haberini görüyor. Görseldeki kişinin benzerlikten dolayı annesi olduğuna inanıyor. Bir yandan da onu araştırıyor. Sezonun sonuna doğru aslında o fotoğraftakinin kendisi olabileceğini öğreniyor.Bu süreçte Nathan’ın gerçek babası ortaya çıkıyor. Bu gelişmeyle şerifin de aslında sorunlu olduğunu öğreniyoruz. Sorunu ise Haven’ı bir arada tutan kişi olması. Ne zaman ki duygusal bir travma yaşar ve sorununu kontrol edemez hale gelir, bu Haven’in sonu anlamına gelirmiş.

İlk bölümde Audrey’in kasabaya gelişinin, şerifin Lucy’ye olan aşkını ve hasretini depreştirmesiyle küçük küçük depremler yaşamıştı Haven. İlkini Audrey yoldayken yaşamıştı hatırlarsanız. Hatta bu yüzden Audrey kaza yapmıştı. 80’lerde Colorado Kid cinayetinden de sorumlu tutulan bir suçlu olan Nathan’ın öz babasının ortaya çıkması ise ona taşıyabileceğinden daha ağır geliyor ve parçalanarak ölüyor. Kendisiyle beraber Haven da büyük bir yıkım yaşıyor.

Nathan babasının ölümüyle yeni şerif oluyor. Polislerden biri olan Dwight’ı da ekibe dahil edip 4lümüz kasabanın sorunlarıyla mücadele etmeye devam ediyorlar.

Önceki jenerasyonlarda iletişim ve bilgi paylaşımı bu kadar kolay olmadığından sahiplendikleri kimlikler sorun teşkil etmemişti. Ancak gerçek Audrey ve Howard’ın kendisinden haberdar olmalarıyla bu jenerasyonda işler değişiyor. Howard Audrey’i kimlik hırsızlığını araştırması için Haven’a gönderiyor. Bizim Audrey kimsenin bilemeyeceği küçük Audrey anılarıyla gerçek Audrey’i durumun sandığından daha karışık olduğuna ikna etmeyi başarıyor.Audrey Howard’a kimlik hırsızlığının asılsız çıktığını ancak bir süre daha kasabada kalmaya karar verdiğini söylüyor ve bir yandan ekibe yardım ederken bir yandan da durumu anlamaya çalışıyor. Duke ile çıktığı bir saha görevinde tek başınayken ahır karşısına çıkıyor ve Audrey içine giriyor. Çıkmasıyla birlikte bizim Audrey ile ortak olan tüm hafızası ahır tarafından siliniyor. Bizim Audrey kasabaya geldikten sonraki yaşantılarını hatırlayabildiğinden yeni sevgilisi kasabaya çağrılıyor ve gerçek Audrey sevgilisiyle beraber her şeyden habersiz olarak Haven’dan ayrılıyor.

Her şey kasabada yoluna girdi derken Audrey gizemli biri tarafından kaçırılıyor ve Colorado Kid’in nerede olduğu konusunda sorgulanıyor. Bu maskeli arkadaş, sürekli Lucy diye seslendiği Audrey’i ve Colorado Kid’i takıntı haline getirmiş.

Audrey kurtulduktan sonra polis olduğu için psikiyatrik destek almak zorunda kalıyor. Claire Callahan sayesinde geçmişe odaklanmaya başlayan Audrey rüyalarında Lucy’den anılar görmeye başlıyor ancak Howard tarafından hatırlamaya çalışmaması konusunda uyarılıyor.

Maskeli katilimiz nam-ı diğer Boltgun Killer, insanları öldürmeye devam ediyor. Öldürdüğü insanların da derisini yüzüyor. Bir süre boyunca insanları öldürüp derilerini çalmaya devam ediyor. Uzun bir süre Audrey’e arkadaş olan ve geçmişi hatırlamasında yardım eden psikiyatr da bu kurbanlardan biri oluyor.

Öğreniyoruz ki bu katil aslında Arla Coganmış. Hani önceki yazıda bahsettiğimiz James Cogan’ın eşi. Audrey’in kasabaya dönmesiyle sorunu aktif oluyor ve Audrey’in döndüğünü anlıyor. Onla beraber James’in de döndüğüne inandığından James’i aramaya başlıyor. Bu süreçte de çok yaşlanmış olduğundan James döndüğünde ona eskisi gibi görünebilmek için sorununu kullanıyor ve kendisine benzeyen insanların ciltlerini çalarak kendi cildini oluşturmaya başlıyor ve başarıyor da.

Tabii James dönmedi, çünkü ahırda hala. Meteor yağmurunun yaklaşmasıyla Audrey’de ve arkadaşlarında tedirginlik başlıyor. Bu tedirginliği sezen Muhafızlar da Audrey’İn ahıra gireceğinden emin olmak için ortaya çıkmaya başlıyor. Muhafızlar konusunda bir şey bilmeyen ekibimiz bilgi sahibi olabilmek için Nathan’ın eskiden bir muhafız olan öz babasını kullanıyorlar. Nathan babasının kimliğini öne sürerek kendisini de muhafızlara dahil ettiriyor. Bu süreçte muhafızlardan Jordan ile yakınlaşıyorlar. Onun sayesinde ekibimiz muhafızların var olma nedenini, planlarını öğreniyorlar.Meteor yağmuruna çok az bir zaman kala ahır ortaya çıkıyor. James de ahırla beraber geliyor. İyileşmiş gibi görünüyor. Kendisini öldürdüğüne inandığı annesini ve Arla’yı arıyor. Ancak ahırdan ayrılmasıyla durumu kötüleşmeye hastalanmaya başlıyor. Tekrardan ahıra dönmesi gerekiyor. Bu sırada Audrey kısmı da ahır tarafına geliyor. Muhafızlar da aynı şekilde.Audrey gerçekleri James’e anlatıyor. Arla, James’in her şeyi öğrendiğini görünce sinirlenerek Audrey’i öldürmeye çalışıyor ancak yanlışlıkla James’i bıçaklıyor. O sinirle ikinci denemesini yaparken de Audrey tarafından vuruluyor.

Howard ortaya çıkıyor ve gitme vakti geliyor. Audrey yaralı James’i de alarak ahıra girecekken Nathan Howard’ı vuruyor ve ahır parçalanmaya başlıyor. Audrey olacakları durduracağını umarak ahıra giriyor. Son anda Duke da dalıyor ve ahır Howard’la beraber parçalanarak yok oluyor. Yok olurken Arla’yı da çekiyor. Ahır Audrey ile kaybolmasına rağmen meteorlar Haven’a yağmaya devam ediyorlar.Ahıra ait olmayan Duke kendini bir akvaryumun içinde buluyor. Audrey Parker diye bağıra bağıra tedavi için hastaneye yatırılıyor. 6 aydır ortalıkta olmadığını öğreniyor. Hastanedeyken Jennifer Mason adında bir kadın onu ziyarete geliyor. Sürekli bağırıp durduğu Audrey’i ve daha birçok kişi duyabildiğini söylüyor. Meğerse Jennifer da sorunluymuş ama 80’lerde doğduğunda Howard tarafından evlatlık işlemleri halledilerek Haven’ın dışına gönderilmiş. Sorunu ahırla bağlantılı olması. Ahırı ve ahırda konuşulanları duyabiliyor. Bunları Duke’a anlatıyor ve beraber Haven’a dönüyorlar. Audrey’in sevdiği kişiyi öldürerek sorunları ortadan sonsuza dek kaldırabileceği konuşmasını da duymuş ve ekibe söylüyor. Muhafızlar da duyuyor.Audrey hala ahırda. Ahır yeni bir döngüyü başlatamayacak derecede hasar alınca parçalanma süresince geçici bir kimlik ve oda yaratarak Audrey’i muhafaza ediyor. Bu süreçte Audrey Lexie Dewitt adında bir barmen olarak hayatına devam ediyor. William’ın bara gelip ona durumu izah etmesiyle sorun çözülüyor. William ona arkadaşlarının onu geri getirmeye çalıştığını, iki tarafın da ahırın kapısını bulup açmaları gerektiğini söylüyor. Ahırı dinlemeye devam eden Jennifer, bunu duyuyor ve kapıyı buluyor. Muhafızlar da Audrey’in Nathan’ı öldürüp sorunları sona erdirmesi için kapının olduğu yere geliyor. Audrey, diğer tarafa geçtiğinde muhafızların onu beklediğini görünce Nathan’ı öldüremeyeceği için Lexie rolünü sürdürmeye devam ediyor.

Audrey’nin dönüp ahırın tamamen yok olmasıyla Jennifer’ın sorunu sessizleşiyor. Muhafızlar sorunları yok edemedikleri için hala sinirliler ve o sıralarda muhafızların başında olan Vince ile bir çözüm bulmaya çalışıyorlar. O sırada tek çözümün Audrey’in sevdiği kişiyi öldürmesi olduğunu düşündüklerinden, bu durumda da Lexie’yi Nathan’a tekrar aşık etmek durumu çözebileceğinden Lexie Nathan’la birlikte polis merkezinde çalışmaya başlıyor. Beraber sorunları çözmeye devam ediyorlar.

Bir süre sonra Audrey Duke ve Nathan’a durumunu itiraf ediyor tabii. Haven’da işler gerçekten karışıp da sorunların sona ermesi gerektiğini ikilimiz fark edince kaderlerini kabul ediyorlar. Audrey Nathan’ı öldürmeyi kabul etmişken işler yeniden değişiyor. Çünkü ekibin kalanı, Audrey’nin Nathan’ı öldürmesinin herkesin sonu olacağı gerçeğini öğreniyorlar.Bu sırada Duke ve Jennifer yakınlaşıyorlar. Duke bir yandan da yokluğunda kasabaya dönüp işini devralan ağabeyiyle uğraşıyor. Jordan sorununu bitirebileceğine inandığından Wade ile yakınlaşmaya başlıyor. Onun sorununu aktive etmeye çalışıyor. Sonunda başarıyor ama Wade’in Duke kadar insaflı olmadığını da öğreniyoruz. Sorunluları öldürmeye başlıyor, kendine hakim olamıyor. Jennifer’ı öldürmeye çalışırken Duke tarafından yakalanıyor ve öldürülüyor. Kardeşini öldürmesiyle Crocker sorunu yok oluyor.Tüm bunlar olurken kasabada yeni yeni sorunlar belirmeye başlıyor. Bu sorunluların ortak noktası ise ciltlerinde sadece Audrey’in görebildiği siyah bir el izine sahip olmaları. Meğer William boşluktan kaçmış bir süredir Haven’da takılıyormuş. Aetherlarla da kasaba halkına yeni sorunlar veriyormuş. Hafızasını kaybetmiş gibi davranarak Audrey’le yakınlaşıyor ve tensel temaslarla parça parça da olsa anılarını hatırlatmaya çalışıyor.

Sorunların kaynağını bulan ekip William’dan kurtulmak için onu öldürmeye karar veriyor. Onu vurduklarında öğreniyorlar ki William boşluktan dünyamıza kendini Audrey’e bağlayarak çıkabilmiş zaten. Birinin başına gelen diğerinin başına da geliyor. Bu yüzden birbirlerine dokunduklarında anıları canlanıyormuş. Plan işe yaramıyor kısacası.

Bu süreçte William Audrey’e geçmişleri hakkında bilgi vermeye devam ediyor. İnsanlara nasıl sorun verdiklerini gösteriyor. Bu sırada bir bebeğin sorunu aktifleşiyor ve onun sorununu konuşarak çözmek mümkün olmuyor. Audrey aileye yeni bir sorun vermeye çalışıyor, ama ilk denemesinde beceremiyor. Son çare bebeğin babası Duke’tan kendisini öldürüp aile sorununu yok etmesini istiyor. Duke’un sorununun yok olduğunu kimse bilmiyor tabii. Bu sayede herkes öğreniyor. Audrey bu sefer Duke’a sorununu tekrar vermeyi deniyor ve başarıyor. Duke bebeğin babasını öldürüyor ve aile sorununu yok ediyor.Audrey insanlara sorun vermeye başlayınca orijinine ait anıları yüzeye çıkmaya başlıyor. Yavaştan hatırlamaya başlıyor. Ahır büyük bir hasar alarak işlemez hale gelmiş olsa da ahırın bir parçası olan ve hem Mara kopyalarında hem de ahırla bağlı olan Jennifer’da olan bir roman yardımlarına yetişiyor. İşleyen gerektiği şekilde işleyen bu lanetin, Mara’nın kim olduğunu hatırlayarak sona ermesini istemediğinden ve William’ın da cezasını çekmeye geri dönmesi gerektiğini düşündüğünden Jennifer yoluyla bizim ekiple iletişime geçiyor ve onları açabilecekleri ve William’ı boşluğa gönderebilecekleri bir inceye yönlendiriyor.

Bu arada sezonlarca Dave’in ince açmaktan sürekli çekinmesinin, milleti engellemesinin sebebi zamanında inceden geçtiğinde bir gariplik yaşadığının farkında olmasıymış.

İnceyi bulup açıyorlar ve William’ı boşluğa itiyorlar. Düşmeden önce sıkıca Audrey’e tutunan William onun bağlantılı olduğu Audrey kişiliğinden kurtulduğuna emin oluyor ve ardından ince kapanıyor. Jennifer yere yığılarak ölüyor. William ve Audrey de aramızdan ayrılıyor ve saf kötü Mara ile baş başa kalıyoruz deniz fenerinde.İncenin kapanmasıyla deniz feneri büyük bir patlamayla yıkılıyor ve içerideki herkes başka noktalara ışınlanıveriyor. Duke her yıl sorunlarla daha da dolduğu için artık taşma noktasına geliyor ve içindeki sorunlar bir bir Haven’ı etkilemeye başlıyor. Bunda Jennifer’ı kaybetmesinin neden olduğu duygusal stresin de payı büyük.Bu sırada Mara ince aramaya başlıyor ancak bulduğu inceler hep kapalı çıkıyor. Amacı William’ı geri getirip dünyadaki aether zulasını bulabilmek. Bütün kasaba Mara’dan nefret etse de Nathan ve Duke Audrey’in hala orada olduğunu bildiklerinden Mara’yı korumaya devam ediyorlar.

Mara Duke’a içinden sorunların zararsızlarını seçerek kendisini rahatlatabileceğini söylüyor. Bir süre bu şekilde kendini idame ettiren Duke bunu Mara’nın aleyhine kullanmaya karar veriyor ve eski sorunları araştırarak bir ayırma sorunu buluyor. Bunu aktive ederek Audrey’i Mara’nın bedeninden ayırıyor.

Audrey artık o özel kişi değil. Sorunlara bağışık değil, sıradan bir insan. Mara’dan kabuğunun ayrılması gibi. Yine de William ile olduğu gibi bir bağ olabileceğinden korkarak Mara’yı muhafızlara vermeyip bodruma kilitliyorlar ve rutinlerine dönüyorlar.Bedeninden sorun çıkardıkça arkadaşlarının empatisini giderek kaybettiğini düşünen Duke, Mara’nın da gaz vermesiyle ona daha fazla güvenmeye başlıyor.

Bu sırada Charlotte Cross yani Mara’nın annesi Haven’a geliyor. Hastalık Kontrol Merkezi’den kasabayı araştırmaya geldiğini söylüyor. Kasabanın halini gören Charlotte karantina bölgesi ilan ediyor. Duke sorununu kullanarak durumu açıklıyor ve Charlotte da ekiple çalışmaya başlıyor. Sorunluların kanında genetik bir farklılık fark ediyor ve bu farklılıktan yola çıkarak sorunlara tedavi bulabileceğini iddia ediyor.

Ayrılmadan dolayı Audrey’in vücut hücreleri normalden daha hızlı ölmeye başladığından hastalanıyor. Durumu her geçen gün daha da kötüleşiyor. Charlotte onun Mara olduğunu düşündüğünden ağzından laf almaya çalışıyor ama işe yaramıyor. Gerçek Mara da kasaba dışında olduğundan durumdan haberdar değil. Ekip sonradan aile yüzüğünün aynısını Charlotte’un arabasında da bulup, onun aslında HKM’den gelmediğini öğrenip onunla yüzleşince, Mara durumu da açık ediliyor, böylece Charlotte kızının Audrey olmadığını anlıyor. Gerçekler ortaya dökülüyor. Charlotte her şeyi anlatıyor. Mara’nın çok tehlikeli olduğundan, onu kendi dünyalarına geri götürmek istediğinden ve verdiği zararları geri almak istediğinden bahsediyor. Aynı dünyada iki Mara olmasının Audrey’e zarar verdiğini, tekrardan birleşmeleri gerektiğini söylüyor. Mara ve Charlotte bir araya gelip yüzleşiyorlar ve Charlotte ikisini birleştiriyor, ancak birleştirirken Audrey’de Mara’nın her şeyden önceki iyi halini gördüğünden onu seçiyor ve Mara sonsuza dek yok oluyor.Mara’nın ölümüyle kontrol altında olan Duke sorunları büyük bir patlamayla Haven’a yayılıyor. Sorunlardan biri yüzünden kasaba çevresi giriş çıkışı engelleyen bir sisle kaplanıyor. Kasaba envai çeşit sorunla doluyor. Sorunların hepsini Duke verdiğinden hepsine karşı bağışık durumda.

Audrey ve Charlotte birlikte çalışarak sorunları tamamen yok edebilmenin yollarını arıyorlar. Charlotte sorunları ahırı tekrardan yaratarak bu sefer lanet olmadan bitirebileceğini söylüyor. Ahırı yaratmak için aether gerekiyor, William’ın gizli aether zulasını arayıp bulup onu ahır yapmakta kullanılacak şekilde işliyorlar ama bu sırada Croatoan Charlotte’u öldürüyor. Başka bir sorunla geçici olarak geri getirebildikleri Charlotte’tan ahırı oluşturabilmek için ahırın özünü de bulmaları gerektiğini öğreniyorlar ve Charlotte’la vedalaşıp onu uğurluyorlar.

Duke sorunlara neden olduğu için kasabayı sis bulutundan geçerek terk ediyor. Kasaba dışı başta bir yere bağlanmayacak gibi duran hikayesini izliyoruz. Orada ışınlanma sorunu olan eski bir arkadaşının kızıyla buluşuyor.

Meğerse geçici inceler oluşturarak ışınlanıyormuş. Başka bir sorun sayesinde Nathan Duke ile iletişime geçip Colton sorununu kullanabilmek için kızı getirmesini istiyor. Kız gelip Audrey’in yüzüğüyle ince açıyor ve Nathan inceden boşluğa geçiyor ve oradan ahırın özünü alıp dünyamıza götürüyor. Ahırın özü sayesinde Howard ile tekrardan iletişime geçebilmeye başlıyorlar. Howard hasar aldığı için artık ahırı yaratabilecek durumda olmadığını söylüyor.

Bu sırada Dave’in bedenini Croatoan’ın kullandığı öğrenip bunu onun aleyhine kullanmaya çalışıyorlar. Hafızalarla oynama gücünü elinden almayı son anda başarabilse de Dave kızgın Croatoan karşısında hayatta kalmayı başaramıyor. Croatoan ete kemiğe bürünerek kasabaya ayak basıyor ve Audrey’e kimliğini açıklıyor.

Kardeşinin ölümüyle boşluğa düşen Vince en başından beri yaşama amacının sorunluları korumak olduğunu hatırlıyor ve Howard’ı çağırıp kendisini yeni ahır sorumlusu yapmasını istiyor. Howard ahırı yok ederken kendisinin de öleceğini belirterek görevi Vince’e devredip yok oluyor.

Sorumlu kişi, öz ve işlenmiş aetherları bulunan ekip için geriye Croatoan’a ve sorunlara son vermek için son basamak olan ahırı yeniden yaratmak kalıyor. Final için iyi seyirler… Umarım başından memnun kalkacağımız bir final olmuştur.   

17 Aralık 2015 Perşembe

The Last Kingdom || Tanıtım

Ekim ayında BBC Two ve BBC America soframıza yeni bir dizi getirdi: The Last Kingdom

Dizi, Bernard Cornwell‘in Savaş Lordu Yıllıkları adlı kitap serisinden uyarlandı. 10 Ekim 2015 tarihinde yayın hayatına başladı ve 28 Kasım 2015 tarihinde ilk sezonunu tamamladı. Geçtiğimiz günlerde de yeni sezon onayını aldı. Bölüm süreleri 55 dakika ve ilk sezonu da 8 bölümden oluşmakta.

Dizinin mutfağındaki isimler: Stephen Butchard, Nigel Marchant, Gareth Neame ve Chrissy Skinns

Uhtred – Brida

KONU

Dizimizin hikayesi M.S. 9. yüzyılda başlıyor. İngiltere parçalanmış durumda ve her tarafta Viking kuşatmaları var. Uhtred, (Alexander Dreymon) ağabeyinin Vikingler tarafından öldürülmesinden sonra vaftiz edilerek babasının topraklarının varisi olur. Daha sonra babasının ordusu ağabeyinin intikamını almak için Vikingler ile savaşa girer fakat babası savaşta öldürülür, Uhtred ise çocuk yaşta Viking lordu Ragnar tarafından esir alınır. Daha sonra Uhtred’in hakkı olan tahta boşluktan yararlanan amcası geçer ve Uhtred’i Vikinglerden satın alıp öldürmek ister. Fakat babasının sadık yardımcısı Peder Beocca (Ian Hart)  sayesinde Ragnar Uhtred’i vermez ve kendi topraklarına götürür. 

Peder Beocca

Bu olayın üzerinden aradan yıllar geçer, Uhtred genç bir delikanlı olur. Kendisi bir Viking gibi yetişir ve Ragnar’ın öz oğlu gibi sevgi görür. Yanında onunla aynı kaderi taşıyan genç ve güzel sevgilisi Brida (Emily Cox) vardır. Bir gün Ragnar’dan intikam almak isteyenler ona suikast girişiminde bulunurlar, bunun sonucunda Ragnar ve ailesi öldürülür. Aileden sadece Uhtred, Ragnar’ın oğlu Genç Ragnar (Tobias Santelmann), Uhtred’in sevgilisi Brida ve Uhtred’in üvey kız kardeşi sağ kurtulur. Genç Ragnar savaştadır o yüzden orada yoktur. Ragnar’ı öldürenler, Ragnar’ın kızını kaçırıp, Uhtred’in amcasının topraklarına sığınırlar.

Genç Ragnar

Uhtred, Brida ile birlikte amcasının elinden hak ettiği toprakları almak ve babasının intikamı için İngiltere’ye doğru yola koyulur. İlk önce kendisini amcasına fark ettirip kaçar, ardından kendini Viking-Sakson savaşları ortasında bulur. Vikingler İngiltere’yi işgal etmek üzeredirler ve Uhtred de topraklarını almak için İngiltere’nin Son Krallık adıyla anılan ve merkezi olan Wessex’e doğru yola çıkar. Amacı Kral vasıtasıyla topraklarını almaktır.

Alfred

Wessex Kral’ı Uhtred ile tam olarak görüşemeden savaşta hayatını kaybeder ve yerini kardeşi Alfred (David Dawson)‘e bırakır. Alfred ise Uhtred’in yardımı karşılığında topraklarını alabileceğini vaat eder. Uhtred için zor sınav başlamıştır. Kendisi, Saksonlar ve Vikingler arasında bir tercih yapmak zorundadır…

SON SÖZ

Öncelikle dizinin bu senenin iyi ve gelecek vaat eden işlerinden biri olduğunu söyleyebilirim. İlk sezonunda fazla kafa karıştırmadan, izleyiciyi sıkmadan akıcı bir şekilde hikayesini anlattı ve sezonunu tamamladı. Süresi uzun olduğu halde izlerken hiç sıkmadı. Dizideki oyunculuklar da fazla abartı olmadan gayet yerinde ve iyi bir şekilde aktarıldı. Oyuncularını çok fazla tanımasam da hemen içim ısındı.

Bir de şu detaya değinmek istiyorum: Dizide Vikings dizisinden hatırlayabileceğiniz isimler geçiyor, fakat bu dizide olaylar sadece kurgu. Gerçeklik yok. Diziden bir Vikings bekleyenler beklemesin; çünkü dizinin Vikings ile ortak tarafı isimler, zaman ve olayların içinde Vikinglerin olması. Başka hiçbir ortak tarafı yok. Ona göre beklentinizi ayarlayıp da girin derim.

TANITIM FRAGMANI 

15 Aralık 2015 Salı

Bana Komşunu Söyle

Büyüklerimiz boşuna dememiş ev alma komşu al diye, bu veciz atasözümüzü kulak arkası edenin vay haline. Kötü komşularla yaşanan ilişkiler her zaman için kavgalara, gürültülere ve anlaşmazlıklara gebedir. Hele ki her daim kapınızın önünde tüneyen baykuş misali gibilerinin verdiği rahatsızlık canınızı fena halde sıkabilir.

Biz ise bu bildiride, izledigimiz dizilerde örneklerini sıkça gördüğümüz kimi iyi huylu kimi ise hayatı yaşanmaz kılan, birbirinden ilginç komşu karakterlere değinmek istedik. Bu, paylaşımlı bir yazı olduğundan listeyle sınırlı kalmayarak sizler de fikirlerinizi yorum kısmına ekleyebilirsiniz.

Dizi: Married With Children

Karakter: Marcy D’Arcy

Canlandıran: Amanda Bearse

Başlangıçta yeni evli kocası Steve ile birlikte mutlu ve sakin bir hayata sahip olarak tanıdığımız Marcy, komşuları olduğu çarpık aile ilişkilerine sahip Bundy’lerin evine gide gele tıpkı onlara benzemeye başlar. Tipik bir feminist olan Marcy, dizi boyunca atıştıkları Al Bundy’nin aşağılayıcı kadın düşmanı şakalarından bol bol nasibini almıştır.

Dizi: Friends

Karakter: Ugly Naked Guy

Canlandıran: ?

Monica: Karşıda teleskoplu bir manyak var!

Zamanla işler tersine döner ve Monica’nın karşı pencere komşusunu dizi boyunca bol bol dikizleriz. Ne yaptığını hep merak ederiz, bazen sağlığından endişe ederiz. Miskin miskin saatlerce hareketsiz şekilde yattığı bir günde, öldüğünden şüphelenip pencereden pencereye uzatılan bir çubuk yardımıyla dürtüp, hayatta olup olmadığını test etmişliğimiz de oldu.

Phoebe: Hey çocuklar bakın, çirkin yaşlı adamın yerçekimi çizmeleri var.

Dizi: The Simpsons

Karakter: Ned Flanders

Seslendiren: Harry Shearer

Slogan: Hey didly ho

Simpson’ların aşırı dindar komşusu Ned, çocuklarını da kendine benzetmeye çalışır. Homer‘ın kendisinden nefret ettiğini sağır sultan duydu. Hatta Homer bir Noel şarkısı bestelemek için piyanonun başına geçtiği sırada, Ned’in olmadık müdahalesi ile kaçan ilham perileri yüzünden şarkı, şekil değiştirerek komşusuna duyduğu nefreti ifade eden nakaratlara dönüşür. Everbody Hate Nate Flanders olan şarkının adı, daha sonra Amerika’da oldukça popüler olur.

Dizi: Full House

Karakter: Kimmy Gibbler

Canlandıran: Andrea Barber

Yan komşuları Kimmy’den çektikleri kadar Tanner’lar hiçbir şeyden çekmemiştir. D.J‘in en yakın arkadaşı olan bu karakter, lafını esirgemeyen yapısıyla aile üyelerine hep bir muhalif düşman tavrı sergilemiştir. Hakkını yemeyelim yeri geldiğinde sevimli de olabiliyordu.

Dizi: American Horror Story

Karakter: Constance Langdon

Canlandıran: Jessica Lange

Bir zamanlar Los Angeles’a aktris olma hayalleri ile kapağı atan ama sinema endüstrisinin cüretkar rollerde kullanmak istemesi nedeniyle restini çeken Constance’ı, bizler Harmon’ların gizemli yan komşusu olarak tanıdık. O ve Down sendromlu kızı Adelaide’ın, Harmon’ların evine karşı her zaman bir takıntıları olduğuna şahit olduk. Aslında Constance’ın bu esrarengiz ev ile oldukça kötü anıları vardı.

Dizi: Friday Night Dinner

Karakter: Jim

Canlandıran: Mark Heap

Eğer karşı komşunuz bozulan tuvaletini bahane ederek zırt pırt hacetini görmek için kapınızı çalıyorsa nasıl hissederdiniz? Anne Jackie‘nin, çocuklarıyla geleneksel hale getirdiği Cuma gecesi yemekleri ile bir araya toplanan aile, sık sık Jim ve beraberinde getirip sözünü dinletemediği hafiften de tırstığı köpeği Wilson’ın tacizlerine maruz kaldı.

Dizi: The Big Bang Theory

Karakter: Penny

Canlandıran: Kaley Cuoco

Kim istemez Penny gibi bir komşusu olmasını, kapısında pas pas olacak erkeklerin sayısı hiç az olmasa gerek. Sheldon ve Leonard’ın bitişiğinde yaşayan, ölçülebilir IQ puanından yoksun ama sağduyulu, sevimli, komik, tatlı… Tamam tamam burada kesiyorum, kimine göre öyle, bana göre de böyle işte

Dizi: Seinfeld

Karakter: Cosmo Kramer

Canlandıran: Michael Richards

Seinfeld’in evine paldır küldür dalan kapı komşusu Kramer’i izlerken, acaba şimdi şapkadan nasıl bir tavşan çıkaracak diye bekledik durduk. Her defasında yaptıkları ile bizi şaşırttı. Birçok çelişkili kişilik özelliğini barındıran karakter, kendine has yaşam tarzıyla bize nasıl yaşamamız gerektiğini öğretti. Enteresan fikirlerinin ise her daim hastası olduk. Kısacası onu çok sevdik.

12 Aralık 2015 Cumartesi

Seed – Tanıtım

Daha çok Amerikan dizilerini yayınlayan, hepimizin yakinen tanıdığı Kanada kanalı City TV‘nin orijinal yapımı olan bir komedinin tanıtımına hoş geldiniz. Karşınızda Seed!

KİMLİK BİLGİLERİTürü: Komedi

Sezon – Bölüm Sayısı: 2 Sezon, 26 Bölüm

Yayın Aralığı: 4 Şubat 2013 – 5 Haziran 2014

Süre: 22 dk.

Kanal: City TV

 

KONU

Komedimizin baş kahramanı, barmenlik yapan ve sevilen bir bekar olan Harry. Bağlılık ve sorumluluk gibi kavramlar lugatında bulunmayan Harry için işler, kolay yoldan para kazanmak amacıyla bir zamanlar yaptığı sperm bağışlarından birinin ürünü olan 9 yaşında bir erkek çocuğu kapısında belirince değişiyor. Çocuk Harry’yi, bir arkadaşının ağabeyine sperm bankasının veri tabanını hackletmesi sonucu bulmuş. Harry olayın şaşkınlığını atlatamadan aynı gün çalıştığı bara 15 yaşında bir kız daha geliyor. Tahmin edin bakalım! O da Harry’nin babası olduğunu söyleyince işler daha da renkleniyor. Daha yeni otobüste tanıştığı bir kadın da tesadüfen Harry’nin spermiyle hamile kalınca Harry bir anda 2+1 çocuk babası oluyor. Oğlu ve kızı ile yaşadığı küçük maceraların ardından baba olmayı ilginç bulan Harry, Harry’yi havalı bulan çocuklar ve Harry’nin iyi bir sorun çözücü olduğunu fark eden çocukların aileleri de ortak paydada buluşunca; bu kocaman, garip ailemizin hikayesi de başlamış oluyor.

KARAKTERLER VE OYUNCULARHarry (Adam Korson):

Taze baba, barmen, çapkın bir bekar. Bağlılık ve sorumluluk konusunda problemleri var. Pek sorumluluk sahibi olmaması yetişkinler üzerinde negatif etki yaratsa da bu özelliği çocukların onu havalı bulmasını sağlıyor. Billy (William Ainscough):

Harry’nin 9 yaşındaki yeni oğlu. Garip ama şirin bir çocuk. Harry’yi kendine rol modeli olarak alıyor. 2 lezbiyen anneye sahip.Anastasia (Abby Ross):

Harry’nin 15 yaşındaki yeni kızı. Başta ailesi olmak üzere çoğu şeyden nefret etmeye programlanmış bir ergen. Bazen sinir bozucu olsa da onun da sevimli olduğunu söylemek mümkün. Baskın bir anne ve pısırık bir babaya sahip.Rose (Carrie-Lynn Neales):

Harry’nin yoldaki çocuğunun annesi. Geçmişte yaşadığı ilişki problemlerinin ardından tek başına anne olmaya karar vermiş. Zeki, çekici, ama kendine olan öz güvenini de bir tık yitirmiş biri.Zoey (Stephanie Anne Mills):

Billy’nin daha feminen olan annesi. Sıcak kanlı, özgür ruhlu,doğal ve sevimli biri.Michelle (Amanda Brugel):

Billy’nin daha maskülen olan annesi. Kuralcı, kıskanç, insanlarla Zoey’ye nazaran daha zor anlaşan biri.Janet (Laura de Carteret):

Anastasia’nın Çocuk Psikologu annesi. Evde sözü geçen kişi. Etrafındaki insanları kontrol etmeyi seven biri.Jonathan (Matt Baram):

Anastasia’nın babası. Karısı Janet başta olmak üzere insanlara pek karşı gelemeyen pısırık biri.Irene (Vanessa Matsui):

Harry’nin patronu ve en yakın arkadaşı. Özgür ruhlu, sıcak kanlı biri.

 

 

YAZARIN NOTU

Seed, 2 sezon boyunca keyifle izlemiş olduğum bir dizi. 3. sezon olmayacağı açıklandığında bayağı üzmüştü beni. Ama 2. sezonun kabul edilebilir bir finalle bittiğini belirtmeliyim tabii. O yüzden rahatlıkla izleyebilirsiniz.

Karakterlerin hepsi kendine has özellikleri olan sevilesi kişiliklere sahip. Özellikle Harry’yi, Billy’yi ve Zoey’yi sevmemek imkansız gerçekten. Karakter komedisinin yanına; hikayenin ilgi çekici çıkış noktasının beraberinde getirdiği bolca durum komedisi de eklenince oturup bir çırpıda 2 sezonu hüpletebileceğiniz bir dizi haline geliyor Seed.Fragman İçin Tıklayın

10 Aralık 2015 Perşembe

Amazon’da 6. Deneme Bölümü Mevsimi

Son 1-2 yıldır kaliteli dizileriyle dikkat çeken Amazon, bildiğiniz gibi diğer kanallardan / online platformlardan daha farklı bir deneme bölümü (pilot) sezonu sürecine sahip. Orijinal dizileri için sipariş ettiği deneme bölümlerinin hepsini internet sitesi üzerinden yayınlıyor ve izleyicisinin puanlamalarına, tepkilerine, gördüğü arz ve talebe göre içlerinden seçtiklerini diziye dönüştürme kararı alıyor.

Belli dönemlerde birkaç deneme bölümü aynı anda çıkıyor ve hangilerinin tam sezon onayı alacağı belli olana kadarki süreye ‘deneme bölümü mevsimi (sezonu)’ diyoruz. Bunlardan 3. mevsimin deneme bölümlerini şurada, 4. mevsiminkileri ise şurada sizlerle paylaşmıştık. En son 4. mevsimin 6 dizisinden 2’si (Mad Dogs ve The Man in the High Castle) ilk sezon onayını kapmıştı.

Bunların üstüne geçtiğimiz Haziran ayında 5. mevsimi yapıldı ama bunların hepsi çocuklara yönelik dizilerinden oluştuğu için 22dakika sayfalarında yer almadı. Ağustos ayında ise iki diziyle (Sneaky Pete ve Casanova) mini bir mevsim yapıldı ve Sneaky Pete tam sezon onayı alırken Casanova ek senaryo siparişi alabildi. Bu iki diziyle ilgili ayrıntılara şuradan ulaşabilirsiniz.

İşte geldik 2015 sonbaharına ve yine 6 yeni deneme bölüme sahip yeni bir mevsime. Bölümlerin hepsini kendi yöntemlerinizle bulup izlemeniz mümkün.

EDGE

George G. Gilman’ın kitabından uyarlanan, Shane Black‘in (Lethal Weapon, Iron Man 3) yönetmenliğini yaptığı bir drama.

KONU: Missouri’deyiz, yıl 1865… Josiah Hedges, nam-ı diğer Edge, İç Savaş’tan evine döndüğünde yakın silah arkadaşının kendine ihanet ettiğini, kardeşini öldürdüğünü ve burada acımazsız yöntemlerle sahte bir hükümdarlık kurduğunu öğrenir. Güzel ve gizemli bir kadın beklenmedik bir şekilde Edge’in yoluna çıkınca, Amerikan gücünü bu kadar yüksek noktaya ulaştıran karanlık komployu ortaya çıkarmak ve intikam almak için birlikte hareket etmeye başlarlar.

OYUNCULAR: Max Martini, Ryan Kwanten, Yvonne Strahovski, Alicja Bachleda ve William Sadler.

Diziden bir sahne için tık.

GOOD GIRLS REVOLT

KONU: 1969’da, özgür dünya sayesinde yeni bir kültürel devrim başlarken, zamanın getirdiği değişimi reddeden bir yer hala vardı: Haber merkezleri.

Bu dönem draması News of the Weeks dergisinde çalışan, adil muamele peşindeki bir grup genç yazar kadını merkezine koyuyor. Onların devrimci istekleri herkesinkinden daha farklı bir değişime katılmayı teşvik ediyor. Evlilikler, kariyerler, seks hayatları, aşk yaşamları ve arkadaşlıklar üzerine bazı anlayışları baş aşağı etmek gibi…

OYUNCULAR: Anna Camp, Grace Gummer, Chris Diamantopoulos, Genevieve Angelson, Hunter Parrish, Teddy Bergman, Daniel Eric Gold, James Belushi, Erin Darke ve Michael Oberholtzer.

Diziden bir sahne için tık.

HIGHSTON

KONU: 19 yaşındaki iyi niyetli ve sıra dışı Highston Liggetts, her yönüyle hiçbir şeyini anlamadığı dünyada kendi yerini bulma mücadelesindeki şizofrenik bir gençtir. Bunu başarmak için de kendisine rahat bir yaşam sağlayan ve tavsiyeler veren ünlü arkadaşları olduğunu hayal eder. Sersemlikleri konusunda endişelenen ama onunla empati de kurabilen bu hayali geniş ailesindeki her bir üye, sürekli başka ünlü bir isimle değişmektedir.

OYUNCULAR: Mary Lynn Rajskub, Chris Parnell, Flea, Curtis Armstrong, Shaquille O’Neal ve Lewis Pullman.

ONE MISSISSIPPI

KONU: Başrol oyuncusu Tig Notaro’ın hayatından hafif esinlenmeler taşıyan bu kara komedi, Tig’in Mississippi’ye dönmesiyle tekrar karmaşık çocukluğuna gezintiye çıkması ve çok sevdiği annesinin ölümünü kabullenmesi üzerine olan süreci ele alıyor.

Yakınlarda bozulmaya başlayan sağlığı nedeniyle sendelerken bir yandan onu gerçekten anlayabilecek, tutunabileceği sağlam birini bulma çabasına girer. Karşısına çıkan eski kız arkadaşı Mississipi’de kalması ve ümidini kaybetmemesi için bir başka sebeptir.

OYUNCULAR: Tig Notaro, Noah Harpster, John Rothman, Beth Burvant ve Casey Wilson.

NOT: Yarım saatlik dramedinin yapımcıları arasında Louis C.K.’in de yer aldığını belirtelim.

PATRIOT

KONU: İstihbarat Subayı John Tavner’ın son görevi, İran’dan gelecek nükleer saldırıyı önlemek, bunu yaparken de orta batıdaki bir boru firmasında çalışan orta sınıf bir işçi kılığında, bütün güvenli yöntemleri bırakarak “resmi olmayan” bir koruma sağlamaktır.  PTSD ile bir kuvvet gösterisi, bir valinin ehliyetsizliği, patlak veren fiyaskolar görevini ve kendini tehlikeye atarken bir yandan aile sorunlarıyla boğuşmaktadır.

OYUNCULAR: Michael Dorman, Kurtwood Smith, Michael Chernus, Terry O’Quinn ve Gil Bellows.

Tanıtım filmi için tık.

Z — THE BEGINNING OF EVERYTHING

KONU: Z: The Beginning of Everything, Zelda Sayre Fitzgerald‘in yaşam öyküsünü anlatan bir drama. Bu güneyli güzel kadının dönemindeki kadınlara göre aykırı davranmaya başlamasını, yazarlığa adımını ve modern feminizmin ikonuna dönüş sürecini konu alıyor.

Zelda’nın kendi kitaplarını yayınlamayan yazar F. Scott Fitzgerald ile 1918’de tanışmadan hemen öncesinde başlayan dizi, onay aldığı takdirde zamanının ötesindeki bu kadının büyüleyici yaşamından başlayıp gümbürtülü 1920’lerde en ünlü ve en adı çıkmış çifte dönüşmeleri öyküsüne kadar uzanma niyetinde.

OYUNCULAR: Christina Ricci, Gavin Stenhouse, David Strathairn, Kristine Nielsen, Holly Curran, Scott Rosenfeld ve Sean Bell.

8 Aralık 2015 Salı

Endeavour || Tanıtım

1960’lı yıllara olan yolculuğumuz başlıyor. Bir ressamın elinden çıkmışcasına tablo gibi önümüze serilen, zarif mimarisi eşliğinde Oxford manzaralı bir dedektiflik macerasına atılıyoruz. Genç dedektif Morse karmaşık cinayetleri üstün zekası ile çözerken, biz de bir yandan çayımızı veya kahvemizi yudumlayıp, öte yandan biraz beyin jimnastiği ile bulmacanın eksik kısımlarını tamamlayıp cinayetleri kimlerin işlediğini tahmin etmeye çalışacağız. Bu zevkli, bir o kadar da uğraş gerektiren maceramıza siz de katılmak ister misiniz?

YAYIN BİLGİLERİ

Endeavour, ITV’nin 1997-2000 yılları arasında 13 sezon süren dizisi Inspector Morse’un öncesini anlattığı uzantısıdır. Yani Morse’un 1960’lı yıllardaki çömez dedektiflik günlerine gidiyoruz.Yine ITV’de 2007-2015 yılları arasında 9 sezon yayınlanan Lewis dizisi de Inspector Morse’tan doğmadır.Inspector Morse’un her şeyden önce, Colin Dexter tarafından yazılan 13 serilik bir polisiye roman olduğunu belirtelim.Endeavour, Inspector Morse dizisinin 25. yılı şerefine 2012 yılında 90 dakikalık televizyon filmi olarak ekranlara geldi.Gelen olumlu yorumlar üzerine bu sefer 2013 yılında yayınlanmak üzere 4 bölümlük sipariş aldı.Dizinin 2. sezonu dahil yayınlanan 9 bölümün de süreleri 90’ar dakikadır.Dizi yayınlandığı günler reyting diliminden yüzde 25’lik bir pay kapıp ortalama yedi milyon İngiliz’i ekranları başına toplamayı başardı.

Genç dedektif Morse (Shaun Evans) çelişkiler içinde kararsız bir ruh haline sahiptir. Bir yandan yalnızlığından hoşnutken, bir yandan da insanların içine karışamamaktan dolayı pişmanlık duyar. İnsanlarla ilişkilerinde anlaşılamamaktan dolayı sorunları vardır. Toplumun içine karışmaktan ve bir yere veya kimseye bağlı olmaktan korkmaktadır. Asla sahip olamayacağı kadınlara ilgi duyar. Onun edebiyata ve müziğe olan ilgisi melankolik kişiliğinin huzur bulma çabasının bir sonucudur. Bu karakteristik yapısının şekillendiği yer ise doğup büyüdüğü hissiz, sessiz ve soğuk bir kasabadan gelmektedir.

Oxford Üniversitesi’nde başarılı bir öğrenciyken mezun olma aşamasında burayı terk eder. Bilinmeyene doğru olan bu kaçışının nedeni ise sevdiği kadının onu terk etmesidir. Nişanlısı okulun ilk yıllarında aşık olduğu adama geri dönmüştür. Sevip kaybetmenin ruhunda açtığı yaralarla annesinin ölümünde olduğu gibi başa çıkamaması, onu bir sonraki durağı olan kraliyet kuvvetlerine götürür. Kendini bir yere ait hissetmeme duygusu ile başa çıkamaması neticesinde buradaki görevi de kısa sürer. Genç yaşına rağmen çıktığı hayat macerasında art arda gelen tatminsizlik duygusu, Carshall Newtown’da bağlı bulunduğu polis kuvvetlerinde de yakasını bırakmaz. İstifa mektubunu yazdığı sıralarda, Oxford’ta 15 yaşlarında kayıp bir kız için takviye polis kuvvetine ihtiyaç duyulur. Ekip içinde Morse’un da adı vardır.

İstifa mektubu cebinde Oxford’a gelen Morse’a tıpkı ekipteki diğer genç polisler gibi kayıt tutma ve gelen telefonlara cevap vermek gibi iş yükünü hafifletici görevler verilir. Kayıp kız vakası oldukça ilgisini çeken Morse, kendi çabalarıyla geç saatlere kadar çalışarak araştırmalarını sürdürür. Emniyet müdürü Thursday (Roger Allam), soruşturmada çıkmaza girdiği zamanlarda, kendisinde zeka parıltıları gördüğü Morse’u yanına dahil eder.

Mazoşist geçmişinin izlerini barındıran, aşk acısının hatıralarıyla bezeli Oxford’a dönüşü, Morse’un kendiyle yüzleşmesini ve geçmiş hatalarından ders çıkarmasını sağlayacak mı, izleyip hep birlikte öğreneceğiz.Morse: Ben iyi bir dedektifim.

Thursday: Ama kötü bir polissin. İlki öğretilemez ama ikincisini aptallar bile öğrenebilir.

Anlaşılacağı üzere Morse’da yetenek vardır ama biraz yoğrulmaya ihtiyacı vardır. Thursday gibi babacan karakterli bir müdüre denk gelmesi onun için bir şanstır. Thursday bir yandan mesleğin inceliklerini öğretirken, diğer yandan Morse’u başı boş bırakmak istemez. Bir nevi özel şoförü olarak kullanarak kendisine daha yakın tutarken, ailesi de Morse’u epey tanımıştır.Biraz da dizinin formülünden bahsedelim. Her bölümün ilk birkaç dakikasında konuya mevzu olan karakterler ve belli belirsiz ipuçları gösteriliyor. İlk başta anlamsız gelen bu sahneler bölümün sonlarına doğru ilerledikçe anlam kazanmaya başlıyor. Dolayısıyla buralar önemli, dikkatle izlemek gerekiyor.

Dizide bölümler, genellikle tek bir cinayet vakası ile açılırken olaylar bununla sınırlı kalmıyor. Parçaların yavaş yavaş birleştirilmesi aşamasında, konu daha da zenginleşerek yeni cinayetler ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bulmacanın parçaları daha bir genişleyerek konu daha bir karmaşık hal alıyor.

Tabii bunun yanında, Morse’un ruh halinin diziye çok hakim olup domine ettiğini söyleyelim. Özellikle karakterin müzik zevkinin opera olması dolayısıyla seçilen müziklerin tamamı oralardan geliyor. Merak etmeyin melodilerin atmosferi dinginleştirmesi uykunuzu getirmediği gibi ilerleyen bölümlerde kulağınız müziğe iyice aşina oluyor. Unutmadan, benim gibi antika arabalara merakınız var ise dizide bol bol arz-ı endam eden Jaguar’ların güzelliğine dibiniz düşebilir. Rahatta izleyin, iyi seyirler.

FİLM FRAGMANI

1. SEZON FRAGMANI

2. SEZON FRAGMANI

 

6 Aralık 2015 Pazar

Tut – Tanıtım

Mini dizi tanıtımlarına devam! Sırada Spike’ın 3 bölümlük minisi Tut var.

KİMLİK BİLGİLERİ

Türü: Drama, Tarih, Biyografi

Sezon – bölüm sayısı: 1 sezon, 3 bölüm

Bölüm süresi: 85 dk

Yayınlandığı kanal: Spike

KONU

Hikaye, firavunların kendilerini Tanrı-kral ilan ettiği bir dönemde Mısır’da geçiyor. Güçlü bir firavun ölünce firavunun genç ve toy oğlu tahta çıkıyor. Bu toy oğul da, 1922 yılında bulunan mezarı ile son yüzyılda adından bolca söz ettiren, arkeologlar ve tarihçiler tarafından ölümünün gizemi çözülemeyen ve üstüne hala kafa yorulan Tutankhamun‘dan başkası değildir. Dizi, tarihçilere göre kendisini Tanrı-kral ilan eden ilk Mısır hükümdarı  IV. Amenhotep oğlu Tutankhamun’un tahta çıktıktan sonraki hayat hikayesine odaklanıyor.

Tutankhamun’un babası güçlü bir hükümdardır. Bu güçlü hükümdar vakitsiz bir şekilde ölünce; vasiyeti üzerine Tutankhamun kız kardeşi Ankhe ile evlenerek tahta çıkar. Ankhe, Ka adında bir aşığı olsa da babasının vasiyeti ve kraliçe olma arzusu baskın gelince kardeşi Tutankhamun ile evlenmeyi kabul eder. İlk başlarda babasının da vezirliğini yapmış olan Vezir Ay ve ordu tarafından çok sevilen General Horemheb’in kılavuzluğunda pasif takılan Tutankhamun, bir süre sonra herkesten gizli gizli tebdil-i kıyafet halkın arasına çıkmaya başlayınca, tüm ömrünü geçirdiği sarayın adeta bir fanus olduğunu ve ülkesinde/gerçek dünyada olup bitenlerden bihaber olduğunu fark eder. Tebdil-i kıyafet dolaşmalarından biri sırasında başına gelecek olan bir olaydan sonra ise Tutankhamun’a her şey artık daha farklı görünmeye başlayacaktır. Hakkı olan hükümdarlığı başta olmak üzere birçok konuda büyük bir mücadele Tutankhamun’u beklemektedir.

3 Aralık 2015 Perşembe

Tırıvırı Bilgiler – The Office

The Office hakkında ilginç, eğlenceli,gereksiz bilgiler karşınızda. Diziyi izleyen arkadaşlar için listeyi okumak zevkli olacaktır diye düşünüyorum. İzlemeyen arkadaşlar içinse belki ufak birkaç ispiyon olabilir.

Bildiğiniz gibi The Office aslında bir İngiliz dizisi. Amerika versiyonun yapımcısı Greg Daniels, Amerika’ya uyarlarken diziyi aslında NBC için düşünmemiş. O sıralarda NBC’nin hit şovu Will & Grace’in dizinin önüne geçmesinden çekiniyormuş. Daniels’in aklında FX ve HBO varmış. Fakat sonra daha geniş bir kitleye hitap etmek için NBC seçilmiş.Bazen muzip bazen çekilmez patronumuz Michael Scott’ı canlandıran Steve Carell, rolü NBC’deki diğer bir projeden ötürü kıl payı kaçırıyormuş. Michael Scott için diğer seçmelere katılan kişiler ise şunlar: Bob Odenkirk, David Koechner ve Alan Tudyk…Adam Scott Jim, Seth Rogen Dwight, Mary Lynn Rajskub Pam, Eric Stonestreet Kevin karakterini oynamak için seçmelere katılmış.Muhasebeci karakterlerden Oscar aslında başta eşcinsel değilmiş. O sırada masa okumalarına oyuncunun sürekli pembe giyerek gelmesiyle yazarlar karakteri değiştirmişler.Tanıtımda olan bir bilgiyi buraya taşıyorum: Ofisteki bilgisayarlar gerçekten internete bağlıymış. Ve oyuncular aralarda internette dolaşıyorlarmış.John Krasinski (Jim) ve BJ Novak (Ryan)  aynı liseyi 1997’de bitirmişler.

Brian Baumgartner (Kevin) ve Ed Helms (Andy) liseden arkadaşlarmış.Jenna Fischer dizideki nişan yüzüğünü hala saklıyor ve takıyormuş. Söylentilere göre yüzüğün fiyatı 5.000 $ civarındaymış.Dizide depo olarak gördüğümüz yer gerçekten de ofis olarak izlediğimiz mekanın altındaymış.Jenna Fischer (Pam) ve Angela Kinsey (Angela) ‘in oynadıkları karakterlerin aksine çok iyi arkadaşlarmış.Neredeyse kendini canlandıran Creed Bratton gerçekten de 1960’ların gruplarından The Grass Roots’un üyelerinden biri.Yine Creed hakkında bir bilgi. Bir Creed, düşüncelerini yazması için Ryan’dan bir blog açmasını istemişti. Ryan da dünyayı Creed’in beyninden kurtarmak için ona bir Word sayfası açmıştı. Creed’in düşüncelerini okumak isterseniz böyle bir sayfa var. Burada bulabilirsiniz. NBC ilk sezonun sonunda iptal etmeyi düşünmüş. Ama o sıralar Steve Carrell’ın The 40 Year Old Virgin filmiyle getirdiği sükse sebebiyle diziye bir şans daha verilmiş.Bir bölümde John Krasinski, Meredith’in alçısını oynadığı karakter Jim Halpert’ın adıyla değil, yanlışlıkla kendi adıyla imzalamış.Dizinin jeneriğindeki Scranton şehri sahnelerini John Krasinski ve arkadaşları çekmiş. 

Dunder Mifflin hayali bir şirket olmasına karşın diziden sonra önemli bir turizm getirisi olması sebebiyle Scranton Ticaret Odası tarafından resmi bir şekilde tanınmış.Son olarak bazı oyuncu seçimi görüntüleri:

Umarım böyle bir ifade olmuştur yüzünüzde:

Not: Bazı tanıtımların sonunda görüp beğeniyor, bundan çok güzel bir yazı olur diye düşünüyordum. Yabancı kaynakların belli sayı haliyle sundukları listelerden karışık bir liste hazırladım. Umarım beğenirsiniz.Diğer diziler içinde yapmayı çok isterim.

2 Aralık 2015 Çarşamba

2015 Aralık’ta TV Ekranı

Soğuk bir Aralık ayında, hafif bir Aralık ekranıyla başlamıştık bu yazı dizisine. Bir anda koskoca yıl geçiverdi. Sadede gelirsek; dizilerin büyük kısmı bu ay sezon ara finallerini yapacak. Eh, birazdan göreceksiniz, bu ay da yine geçen Aralık gibi soğuk ve hafif bir ay olacak. Bu ne demek oluyor? Koca yıl boyunca bu yazı dizisini okurken kenara not ettiğiniz ama izlemeye zaman bulamadığınız dizileri arşivin tozlu harici disklerinden çıkarma zamanı geldi.

Yeni Gelenler

1 Aralık – Real Rob (1. sezon) NETFLIX (tanıtım filmi)

Schneider’ın kendisini canlandırdığı bu Netflix komedisinde Schneider bir yandan dengesiz asistanı ve sapık takipçisiyle uğraşırken bir yandan da kariyeri ve ailesi arasında bir denge kurmaya çalışmaktadır.

14 Aralık – Childhood’s End (1. sezon) SYFY (tanıtım filmi)

Kitap uyarlaması olan 3 bölümlük bu mini dizi, uzaylıların barışçıl nedenlerle dünyayı istila edişinin ardından onların kuralları altında dünyalıların kimliklerini kültürlerini yavaş yavaş kaybedişini anlatacak.

14 Aralık – The Expanse (1. sezon) SYFY (tanıtım filmi)

Yüzlerce yıl gelecekte, güneş sisteminde kolonileşilip dünyanın B.M. tarafından yönetildiği, Mars’ın bağımsız ordu gücü barındırıp Asteroid bölgenin su ve hava kaynağı olarak kullanıldığı bir dönemde Mars, Dünya ve Asteroid bölge arasında bir savaş çıkmak üzeredir.

Aralık – And Then There Were None (1. sezon) BBC 1 (tanıtım filmi henüz yok)

Ünlü polisiye yazarı Agatha Christie’yi bilmeyen azdır, en meşhur kitaplarından biri olan On Küçük Zenci’yi de. Doğumunun 125. yılını onore etmek amacıyla benim de bayılarak okuduğum bu güzel eseri 3 bölümlük bir mini dizi yapmaya karar vermişler.

Birbirini tanımayan 10 kişi okyanus ortasında bir adada malikanesi olan U. N. Owen çifti tarafından hafta sonu için misafir olarak çağrılır. Oraya vardıklarında ev sahipleri yerine onları karı koca olan iki hizmetli beklemektedir. Ev sahipleri ortada yoktur ve adadan ana karaya dönmek için ellerindeki tek ulaşım aracı da az önce ayrılmıştır.