31 Aralık 2013 Salı

2014 Kışında ve İlkbaharında Amerikan Dizilerinin Yarışı

Fazla söze hacet yok. Yine sezonun Sonbahar kısmını geride bıraktık ve işte, Ocak ayı itibarıyla günü ya da saati değişen, iptal olup listeden şutlanan ve yeni başlayan dizileriyle Amerikan televizyonlarının yeni yayın akışı programı:

PAZARTESİ 20:00

The Bachelor (ABC)How I Met Your Mother (CBS) (31 Mart’a kadar)2 Broke Girls (CBS) (14 Nisan’dan itibaren)Hollywood Game Night (NBC) (3 Şubat’a kadar)The Voice (NBC) (24 Şubat’tan itibaren)Almost Human (FOX)Hart of Dixie (The CW) (10 Şubat’tan sonra 21 Mart’a kadar ara verecek ve 21 Mart’tan itibaren de Cuma 21:00′de yayınlanacak.)Star-Crossed (The CW) (17 Şubat’tan itibaren)Switched at Birth (ABC Family)Lost Girl (Syfy)

Pazartesi 20:30

The Bachelor (ABC)How I Met Your Mother (CBS) (31 Mart’a kadar)2 Broke Girls (24 Mart’a kadar. Daha sonra saat 20:00′ye kaydırılacak)Friends With Better Lives (CBS) (31 Mart’tan itibaren)Hollywood Game Night (NBC) (3 Şubat’a kadar)The Voice (NBC) (24 Şubat’tan itibaren)Almost Human (FOX)Hart of Dixie (The CW) (10 Şubat’tan sonra 21 Mart’a kadar ara verecek ve 21 Mart’tan itibaren de Cuma 21:00′de yayınlanacak.)Star-Crossed (The CW) (17 Şubat’tan itibaren)Switched at Birth (ABC Family)Lost Girl (Syfy)

Pazartesi 21:00

The Bachelor (ABC)Mike & Molly (CBS)Hollywood Game Night (NBC) (3 Şubat’a kadar)The Voice (NBC) (24 Şubat’tan itibaren)The Following (FOX)Beauty and the Beast (CW) (10 Mart’a kadar. Kalan bölümlerin ne zaman yayınlanacağı belirsiz.)The Tomorrow People (17 Mart’tan itibaren)The Fosters (ABC Family)Being Human (Syfy)Dallas (TNT)

Pazartesi 21:30

The Bachelor (ABC)Mom (CBS)Hollywood Game Night (NBC) (3 Şubat’a kadar)The Voice (NBC) (24 Şubat’tan itibaren)The Following (FOX)Beauty and the Beast (CW) (10 Mart’a kadar. Kalan bölümlerin ne zaman yayınlanacağı belirsiz.)The Tomorrow People (17 Mart’tan itibaren)The Fosters (ABC Family)Being Human (Syfy)Dallas (TNT)

Pazartesi 22:00

Castle (ABC)Intelligence (CBS)The Blaclist (NBC)Archer (FXX)Teen Wolf (MTV)Bitten (Syfy)

Pazartesi 22.30

Castle (ABC)Intelligence (CBS)The Blaclist (NBC)Chozen (FXX)Teen Wolf (MTV)Bitten (Syfy)

Salı 20:00

Marvel’s Agents of S.H.I.E.L.D. (ABC)NCIS (CBS)The Voice (NBC)Dads (11 Şubat’a kadar)Glee (25 Şubat’tan itibaren)The Originals (The CW)Pretty Little Liars (ABC Family)

Salı 20:30

Marvel’s Agents of S.H.I.E.L.D. (ABC)NCIS (CBS)The Voice (NBC)Brooklyn Nine-Nine (FOX) (28 Ocak’a kadar) (4 Şubat’tan itibaren saat 21:30′a kaydırılacak.)Glee (25 Şubat’tan itibaren)The Originals (The CW)Pretty Little Liars (ABC Family)

Salı 21:00

The Goldbergs (ABC)NCIS: Los Angeles (CBS)About a Boy (NBC)New Girl (FOX)Supernatural (The CW)Rawenswood (ABC Family) (4 Şubat’a kadar)Twisted (ABC Family) (11 Şubat’tan itibaren)Rizzoli & Isles (TNT)

Salı 21:30

Trophy Wife (ABC)NCIS: Los Angeles (CBS)Growing up Fisher (NBC)The Mindy Project (FOX) (27 Ocak’a kadar)Brooklyn Nine-Nine (FOX) (4 Şubat’tan itibaren)The Mindy Project‘in kalan bölümleri (FOX) (1 Nisan’dan itibaren)Supernatural (The CW)Rawenswood (ABC Family) (4 Şubat’a kadar)Twisted (ABC Family) (11 Şubat’tan itibaren)Rizzoli & Isles (TNT)

Salı 22:00

Killer Woman (ABC) (4 Mart’a kadar)Mind Games (ABC) (11 Mart’tan itibaren)Person of Interest (CBS)Chicago Fire (NBC)Justified (FX)Cougar Town (TBS)Perception (TNT)

Çarşamba 20:00

The Middle (ABC)Survivor (CBS)Revolution (NBC)American Idol (FOX)Arrow (The CW)Melissa & Joey (ABC Family)

Çarşamba 20:30

Suburgatory (ABC)Survivor (CBS)Revolution (NBC)American Idol (FOX)Arrow (The CW)Baby Daddy (ABC Family)

Çarşamba 21:00

Modern Family (ABC)Criminal Minds (CBS)Law & Order: SVU (NBC)The Tomorrow People (5 Mart’a kadar) (17 Mart’tan itibaren Pazartesi 21:00′de yayınlanacak)The 100 (The CW) (19 Mart’tan itibaren)Psych (USA Network)

 Çarşamba 21:30

Super Fun Night (ABC) (19 Şubat’a kadar)Mixology (ABC) (26 Şubat’tan itibaren)Criminal Minds (CBS)Law & Order: SVU (NBC)The Tomorrow People (5 Mart’a kadar) (17 Mart’tan itibaren Pazartesi 21:00′de yayınlanacak)The 100 (The CW) (19 Mart’tan itibaren)Psych (USA Network)

 Çarşamba 22:00

Nashville (ABC)CSI (CBS)Chicago PD (NBC)Workaholics (Comedy Central)Men at Work (TBS)Kirstie (TV Land)American Horror Story: Coven (FX) (29 Ocak’a kadar)The Americans (FX) (26 Şubat’tan itibaren)

Çarşamba 22:30

Nashville (ABC)CSI (CBS)Chicago PD (NBC)Workaholics (Comedy Central)Men at Work (TBS)The Exes (TV Land)American Horror Story: Coven (FX) (29 Ocak’a kadar)The Americans (FX) (26 Şubat’tan itibaren)

Perşembe 20:00

The Taste (ABC)Once Upon a Time in Wonderland (ABC) (6 Mart’tan itibaren)The Big Bang Theory (CBS)Community (NBC)American Idol (FOX)The Vampire Diaries (The CW)

Perşembe 20:30

The Taste (ABC)Once Upon a Time in Wonderland (ABC) (6 Mart’tan itibaren)The Millers (CBS)Parks and Recreation (NBC)American Idol (FOX)The Vampire Diaries (The CW)

Perşembe 21:00

The Taste (ABC) (Şubat ortalarına kadar)Grey’s Anatomy (ABC) (27 Şubat’tan itibaren)The Crazy Ones (CBS)Sean Saves the World (NBC)Rake (FOX)Reign (The CW)White Collar (USA Network ) (30 Ocak’a kadar)Suits (USA Network) (6 Mart’tan itibaren)

Perşembe 21:30

The Taste (ABC) (Şubat ortalarına kadar)Grey’s Anatomy (ABC) (27 Şubat’tan itibaren)Two and a Half Men (CBS)The Michael J. Fox Show (NBC)Rake (FOX)Reign (The CW)White Collar (USA Network ) (30 Ocak’a kadar)Suits (USA Network) (6 Mart’tan itibaren)Anger Management (FXX)

Perşembe 22:00

The Assets (Mini Dizi) (ABC) (20 Şubat’a kadar)Scandal (ABC) (27 Şubat’tan itibaren)Elementary (CBS)Parenthood (NBC)Vikings (History Channel)Sirens (USA Network)

Cuma 20:00

Last Man Standing (ABC)Undercover Boss (CBS)Dateline NBC (NBC)Bones (FOX)The Carrie Diaries (The CW) (31 Ocak’a kadar)Whose Line Is It Anyway (The CW) (21 Mart’tan itibaren)

Cuma 20:30

The Neighbours (ABC)Undercover Boss (CBS)Dateline NBC (NBC)Bones (FOX)The Carrie Diaries (The CW) (31 Ocak’a kadar)Whose Line Is It Anyway (The CW) (21 Mart’tan itibaren)

Cuma  21:00

 Shark Tank (ABC)Hawaii Five-0 (CBS)Grimm (NBC)Raising Hope (FOX)Hart of Dixie (The CW) (21 Mart’tan itibaren)

Cuma 21:30

 Shark Tank (ABC)Hawaii Five-0 (CBS)Grimm (NBC)Enlisted (FOX)Hart of Dixie (The CW) (21 Mart’tan itibaren)

 Cuma 22:00

20/20 (ABC)Blue Bloods (CBS)Dracula (NBC) (24 Ocak’a kadar)Hannibal (NBC) (28 Şubat’tan itibaren)Banshee (Cinemax)Helix (Syfy)

 Pazar 20:00

The Bachelor (ABC) (26 Ocak’a kadar)Once Upon  a Time (ABC) (9 Mart’tan itibaren)The Amazing Race (CBS)American Dream Builders (NBC)The Simpsons (FOX)

Pazar 20:30

The Bachelor (ABC) (26 Ocak’a kadar)Once Upon  a Time (ABC) (9 Mart’tan itibaren)The Amazing Race (CBS)American Dream Builders (NBC)Bob’s Burgers (FOX)

Pazar 21:00

Revenge (21 0cak’a kadar. Daha sonra 9 Mart’a kadar ara verecek ve döndüğünde saat 22:00′de yayınlanmaya başlayacak.)Resurrection (ABC) (9 Mart’tan itibaren)The Good Wife (CBS)Belive (NBC)Family Guy (FOX)The Walking Dead (AMC)True Dedectice (HBO)Shameless (Showtime)

Pazar 21:30

Revenge (21 0cak’a kadar. Daha sonra 9 Mart’a kadar ara verecek ve döndüğünde saat 22:00′de yayınlanmaya başlayacak.)Resurrection (ABC) (9 Mart’tan itibaren)The Good Wife (CBS)Belive (NBC)American Dad (FOX)The Walking Dead (AMC)True Dedectice (HBO)Shameless (Showtime)

 Pazar 22:00

Betrayal (ABC) (19 Ocak’a kadar)Revenge (ABC) (9 Mart’tan itibaren)The Mentalist (CBS)Crisis (NBC)Talking Dead (AMC)Girls (HBO)House of Lies (Showtime)

Pazar 22:30

Betrayal (ABC) (19 Ocak’a kadar)Revenge (ABC) (9 Mart’tan itibaren)The Mentalist (CBS)Crisis (NBC)Talking Dead (AMC)Looking (HBO)Episodes (Showtime)

NOT 1:

Aşağıdaki diziler, sezon ortasında başlayacağını bildiğimiz, fakat günü veya saati henüz belli olmadığı için yukarıya sonra eklenecek olan dizilerdir. (Bunlara eklenecek yeni diziler ya da aralarından yaza kalıp yukarıya hiçbir zaman eklenemeyecek bahtsız diziler de çıkabilir elbette.)

Legit, The Red Road, Californication, Game of Thrones, Reckles, Bad Teacher, Hot in Cleveland, Salem, Crossbones, The Night Shift, Chasing Life, Undateable, Surviving Jack, Da Vinci’s Demons.

NOT 2:

Geçen sene çoğumuzun beğenisini kazanan BBC America’nın Orphan Black‘i ve yine çoğumuzun merakla beklediği yeni korsan dizisi Starz’ın Black Sails‘i Cumartesi 21.00′de, çeşitli tekrar ve reality programların arasında yarışıyorlar. Cumartesi günlerine başlık açmadığımız için yukarıda göremeyince şaşırmayınız.

30 Aralık 2013 Pazartesi

2014 Kışında ve İlkbaharında Amerikan Dizilerinin Yarışı

Fazla söze hacet yok. Yine sezonun Sonbahar kısmını geride bıraktık ve işte, Ocak ayı itibarıyla günü ya da saati değişen, iptal olup listeden şutlanan ve yeni başlayan dizileriyle Amerikan televizyonlarının yeni yayın akışı programı:

PAZARTESİ 20:00

The Bachelor (ABC)How I Met Your Mother (CBS) (31 Mart’a kadar)2 Broke Girls (CBS) (14 Nisan’dan itibaren)Hollywood Game Night (NBC) (3 Şubat’a kadar)The Voice (NBC) (24 Şubat’tan itibaren)Almost Human (FOX)Hart of Dixie (The CW) (10 Şubat’tan sonra 21 Mart’a kadar ara verecek ve 21 Mart’tan itibaren de Cuma 21:00′de yayınlanacak.)Star-Crossed (The CW) (17 Şubat’tan itibaren)Switched at Birth (ABC Family)Lost Girl (Syfy)

Pazartesi 20:30

The Bachelor (ABC)How I Met Your Mother (CBS) (31 Mart’a kadar)2 Broke Girls (24 Mart’a kadar. Daha sonra saat 20:00′ye kaydırılacak)Friends With Better Lives (CBS) (31 Mart’tan itibaren)Hollywood Game Night (NBC) (3 Şubat’a kadar)The Voice (NBC) (24 Şubat’tan itibaren)Almost Human (FOX)Hart of Dixie (The CW) (10 Şubat’tan sonra 21 Mart’a kadar ara verecek ve 21 Mart’tan itibaren de Cuma 21:00′de yayınlanacak.)Star-Crossed (The CW) (17 Şubat’tan itibaren)Switched at Birth (ABC Family)Lost Girl (Syfy)

Pazartesi 21:00

The Bachelor (ABC)Mike & Molly (CBS)Hollywood Game Night (NBC) (3 Şubat’a kadar)The Voice (NBC) (24 Şubat’tan itibaren)The Following (FOX)Beauty and the Beast (CW) (10 Mart’a kadar. Kalan bölümlerin ne zaman yayınlanacağı belirsiz.)The Tomorrow People (17 Mart’tan itibaren)The Fosters (ABC Family)Being Human (Syfy)Dallas (TNT)

Pazartesi 21:30

The Bachelor (ABC)Mom (CBS)Hollywood Game Night (NBC) (3 Şubat’a kadar)The Voice (NBC) (24 Şubat’tan itibaren)The Following (FOX)Beauty and the Beast (CW) (10 Mart’a kadar. Kalan bölümlerin ne zaman yayınlanacağı belirsiz.)The Tomorrow People (17 Mart’tan itibaren)The Fosters (ABC Family)Being Human (Syfy)Dallas (TNT)

Pazartesi 22:00

Castle (ABC)Intelligence (CBS)The Blaclist (NBC)Archer (FXX)Teen Wolf (MTV)Bitten (Syfy)

Pazartesi 22.30

Castle (ABC)Intelligence (CBS)The Blaclist (NBC)Chozen (FXX)Teen Wolf (MTV)Bitten (Syfy)

Salı 20:00

Marvel’s Agents of S.H.I.E.L.D. (ABC)NCIS (CBS)The Voice (NBC)Dads (11 Şubat’a kadar)Glee (25 Şubat’tan itibaren)The Originals (The CW)Pretty Little Liars (ABC Family)

Salı 20:30

Marvel’s Agents of S.H.I.E.L.D. (ABC)NCIS (CBS)The Voice (NBC)Brooklyn Nine-Nine (FOX) (28 Ocak’a kadar) (4 Şubat’tan itibaren saat 21:30′a kaydırılacak.)Glee (25 Şubat’tan itibaren)The Originals (The CW)Pretty Little Liars (ABC Family)

Salı 21:00

The Goldbergs (ABC)NCIS: Los Angeles (CBS)About a Boy (NBC)New Girl (FOX)Supernatural (The CW)Rawenswood (ABC Family) (4 Şubat’a kadar)Twisted (ABC Family) (11 Şubat’tan itibaren)Rizzoli & Isles (TNT)

Salı 21:30

Trophy Wife (ABC)NCIS: Los Angeles (CBS)Growing up Fisher (NBC)The Mindy Project (FOX) (27 Ocak’a kadar)Brooklyn Nine-Nine (FOX) (4 Şubat’tan itibaren)The Mindy Project‘in kalan bölümleri (FOX) (1 Nisan’dan itibaren)Supernatural (The CW)Rawenswood (ABC Family) (4 Şubat’a kadar)Twisted (ABC Family) (11 Şubat’tan itibaren)Rizzoli & Isles (TNT)

Salı 22:00

Killer Woman (ABC) (4 Mart’a kadar)Mind Games (ABC) (11 Mart’tan itibaren)Person of Interest (CBS)Chicago Fire (NBC)Justified (FX)Cougar Town (TBS)Perception (TNT)

Çarşamba 20:00

The Middle (ABC)Survivor (CBS)Revolution (NBC)American Idol (FOX)Arrow (The CW)Melissa & Joey (ABC Family)

Çarşamba 20:30

Suburgatory (ABC)Survivor (CBS)Revolution (NBC)American Idol (FOX)Arrow (The CW)Baby Daddy (ABC Family)

Çarşamba 21:00

Modern Family (ABC)Criminal Minds (CBS)Law & Order: SVU (NBC)The Tomorrow People (5 Mart’a kadar) (17 Mart’tan itibaren Pazartesi 21:00′de yayınlanacak)The 100 (The CW) (19 Mart’tan itibaren)Psych (USA Network)

 Çarşamba 21:30

Super Fun Night (ABC) (19 Şubat’a kadar)Mixology (ABC) (26 Şubat’tan itibaren)Criminal Minds (CBS)Law & Order: SVU (NBC)The Tomorrow People (5 Mart’a kadar) (17 Mart’tan itibaren Pazartesi 21:00′de yayınlanacak)The 100 (The CW) (19 Mart’tan itibaren)Psych (USA Network)

 Çarşamba 22:00

Nashville (ABC)CSI (CBS)Chicago PD (NBC)Workaholics (Comedy Central)Men at Work (TBS)Kirstie (TV Land)American Horror Story: Coven (FX) (29 Ocak’a kadar)The Americans (FX) (26 Şubat’tan itibaren)

Çarşamba 22:30

Nashville (ABC)CSI (CBS)Chicago PD (NBC)Workaholics (Comedy Central)Men at Work (TBS)The Exes (TV Land)American Horror Story: Coven (FX) (29 Ocak’a kadar)The Americans (FX) (26 Şubat’tan itibaren)

Perşembe 20:00

The Taste (ABC)Once Upon a Time in Wonderland (ABC) (6 Mart’tan itibaren)The Big Bang Theory (CBS)Community (NBC)American Idol (FOX)The Vampire Diaries (The CW)

Perşembe 20:30

The Taste (ABC)Once Upon a Time in Wonderland (ABC) (6 Mart’tan itibaren)The Millers (CBS)Parks and Recreation (NBC)American Idol (FOX)The Vampire Diaries (The CW)

Perşembe 21:00

The Taste (ABC) (Şubat ortalarına kadar)Grey’s Anatomy (ABC) (27 Şubat’tan itibaren)The Crazy Ones (CBS)Sean Saves the World (NBC)Rake (FOX)Reign (The CW)White Collar (USA Network ) (30 Ocak’a kadar)Suits (USA Network) (6 Mart’tan itibaren)

Perşembe 21:30

The Taste (ABC) (Şubat ortalarına kadar)Grey’s Anatomy (ABC) (27 Şubat’tan itibaren)Two and a Half Men (CBS)The Michael J. Fox Show (NBC)Rake (FOX)Reign (The CW)White Collar (USA Network ) (30 Ocak’a kadar)Suits (USA Network) (6 Mart’tan itibaren)Anger Management (FXX)

Perşembe 22:00

The Assets (Mini Dizi) (ABC) (20 Şubat’a kadar)Scandal (ABC) (27 Şubat’tan itibaren)Elementary (CBS)Parenthood (NBC)Vikings (History Channel)Sirens (USA Network)

Cuma 20:00

Last Man Standing (ABC)Undercover Boss (CBS)Dateline NBC (NBC)Bones (FOX)The Carrie Diaries (The CW) (31 Ocak’a kadar)Whose Line Is It Anyway (The CW) (21 Mart’tan itibaren)

Cuma 20:30

The Neighbours (ABC)Undercover Boss (CBS)Dateline NBC (NBC)Bones (FOX)The Carrie Diaries (The CW) (31 Ocak’a kadar)Whose Line Is It Anyway (The CW) (21 Mart’tan itibaren)

Cuma  21:00

 Shark Tank (ABC)Hawaii Five-0 (CBS)Grimm (NBC)Raising Hope (FOX)Hart of Dixie (The CW) (21 Mart’tan itibaren)

Cuma 21:30

 Shark Tank (ABC)Hawaii Five-0 (CBS)Grimm (NBC)Enlisted (FOX)Hart of Dixie (The CW) (21 Mart’tan itibaren)

 Cuma 22:00

20/20 (ABC)Blue Bloods (CBS)Dracula (NBC) (24 Ocak’a kadar)Hannibal (NBC) (28 Şubat’tan itibaren)Banshee (Cinemax)Helix (Syfy)

 Pazar 20:00

The Bachelor (ABC) (26 Ocak’a kadar)Once Upon  a Time (ABC) (9 Mart’tan itibaren)The Amazing Race (CBS)American Dream Builders (NBC)The Simpsons (FOX)

Pazar 20:30

The Bachelor (ABC) (26 Ocak’a kadar)Once Upon  a Time (ABC) (9 Mart’tan itibaren)The Amazing Race (CBS)American Dream Builders (NBC)Bob’s Burgers (FOX)

Pazar 21:00

Revenge (21 0cak’a kadar. Daha sonra 9 Mart’a kadar ara verecek ve döndüğünde saat 22:00′de yayınlanmaya başlayacak.)Resurrection (ABC) (9 Mart’tan itibaren)The Good Wife (CBS)Belive (NBC)Family Guy (FOX)The Walking Dead (AMC)True Dedectice (HBO)Shameless (Showtime)

Pazar 21:30

Revenge (21 0cak’a kadar. Daha sonra 9 Mart’a kadar ara verecek ve döndüğünde saat 22:00′de yayınlanmaya başlayacak.)Resurrection (ABC) (9 Mart’tan itibaren)The Good Wife (CBS)Belive (NBC)American Dad (FOX)The Walking Dead (AMC)True Dedectice (HBO)Shameless (Showtime)

 Pazar 22:00

Betrayal (ABC) (19 Ocak’a kadar)Revenge (ABC) (9 Mart’tan itibaren)The Mentalist (CBS)Crisis (NBC)Talking Dead (AMC)Girls (HBO)House of Lies (Showtime)

Pazar 22:30

Betrayal (ABC) (19 Ocak’a kadar)Revenge (ABC) (9 Mart’tan itibaren)The Mentalist (CBS)Crisis (NBC)Talking Dead (AMC)Looking (HBO)Episodes (Showtime)

NOT 1:

Aşağıdaki diziler, sezon ortasında başlayacağını bildiğimiz, fakat günü veya saati henüz belli olmadığı için yukarıya sonra eklenecek olan dizilerdir. (Bunlara eklenecek yeni diziler ya da aralarından yaza kalıp yukarıya hiçbir zaman eklenemeyecek bahtsız diziler de çıkabilir elbette.)

Legit, The Red Road, Californication, Game of Thrones, Reckles, Bad Teacher, Hot in Cleveland, Salem, Crossbones, The Night Shift, Chasing Life, Undateable, Surviving Jack, Da Vinci’s Demons.

NOT 2:

Geçen sene çoğumuzun beğenisini kazanan BBC America’nın Orphan Black‘i ve yine çoğumuzun merakla beklediği yeni korsan dizisi Starz’ın Black Sails‘i Cumartesi 21.00′de, çeşitli tekrar ve reality programların arasında yarışıyorlar. Cumartesi günlerine başlık açmadığımız için yukarıda göremeyince şaşırmayınız.

28 Aralık 2013 Cumartesi

Reklamcılığın Altın Yılları || Mad Men || Tanıtım

Burası Sterling Cooper reklam ajansı. Buraya gelen müşteriler Mad Men erkeklerinin ürettikleri sloganları satın almak için geliyorlar. Şunu da biliyorlar ki kampanyaları hakkında ne karar verilirse verilsin, bunun kendi kararları olmadıklarının farkındalar. Çünkü bu adamlar ürettikleri sloganı, nasıl ve ne şekilde pazarlayacaklarını çok iyi biliyorlar.

Mad Men‘in yaşattığı gerçeklik ile hikayenin geçtiği 1960′lı yıllara yolculuk yapmaya ne dersiniz?

İçindekiler

KonuMad Men Jeneriğinden Ne Anlam Çıkarıyoruz?Mad Men’de IrkçılıkMad Men’de Alkol ve SigaraMad Men’de Cinsiyet AyrımcılığıKarakterlerMad Men’in Sanatsal Satın Alımcısı: Ellen FreundMad Men ve ModaMad Men ve KitaplarıYayın Bilgileri ve ÖdülleriFragmanıKONU

Mad Men‘e konu olan 1960′lı yıllar Amerika’da neden reklamcılığın altın çağıydı? Dilerseniz ilk başta bu soruyu cevaplayalım.

Ülke 2. Dünya Savaşı’ndan daha yeni çıkmıştır. Ülke tarihinde daha önce olmadığı kadar eşi benzeri görülmemiş bir bolluk yaşanmaktadır. Endüstriyel üretime sahip olan ülke, savaşı kazandıktan sonra kitlesel üretime geçmiştir. Aklınızın alabileceğinin ötesinde birçok marka piyasada kıyasıya rekabet içerisine girer. İnsanların satın alma gücünün arttığı, eğitim seviyesi yüksek, sofistike, ne istediğini bilen ve buna para harcayabilecek bir refah toplumu oluşmuştur. Zengin sayısında ciddi bir artışın olduğu ülkede, servetlerine servet katmak isteyenler mallarını satabilmek için bu rekabet dolu piyasada reklamcıların kapısını aşındırırlar. İşte bu yüzden 60′lı yıllara reklamcılığın altın çağı deniyor.

Mad Men’de ayrıntılar dizinin her şeyidir. Reklamcıların anlatıldığı bir dünya olarak konu anlatımına girersek, diziye büyük bir haksızlık etmiş oluruz. Zaten sadece öyle bir şey olsaydı, dizi çok sıkıcı olurdu. Tekdüzeleştirilmiş bir senaryo yok; her bir sahne ve her bir replik kendi bakış açınıza göre farklı anlamlar yükleyebileceğiniz bir bulmaca gibidir. Ayrıntılar dedik, jenerikle devam edelim.

Mad Men Jeneriğinden Ne Anlam Çıkarıyoruz?

Don Draper ofisinde yürürken birden duvardaki tablolar, masa, sandalyeler ve tavanla birlikte gökdelenden aşağı sonsuz bir düşüş yaşar. Son sahnede ise koltuğunda sigarasını büyük bir keyifle tüttürürken görüntüsü ekrana yansır. Bu son görüntüyü yaşadığı düşüşe rağmen kendine olan güvenini tazelemesi olarak yorumlayabiliriz.

Jeneriğin The Simpsons’ta Yapılan Parodisi

Mad Men reklamcılığın altın çağını anlatmasının yanı sıra, 1960′lı yılların alkol ve sigara tüketiminin yaygınlığından tutun da sistemin cinsiyetçi, ırkçı ve homofobik tutumuna kadar birçok ayrıntı işliyor. Aile ve iş hayatının ahlaki olarak dumanlı atmosferinde, çoğu zaman alenen, bazen de açık açık ahlak kurallarının dışına çıkan, sempatikleştirilen karakterlerle dolu bir dünya izliyoruz. Diziyle birlikte yıllar geçtikçe, hem ülkenin sosyo-ekonomik değişimi, hem de karakterlerin olgunlaşan değişimine tanık oluyoruz. Yani hiç bir şey yerinde saymıyor. Olağanca bir hızla her şey değişiyor. Bu da dizinin izlenebilirliğini artırıyor.

Dizi 60′lı yıllar boyunca önemli olan birçok tarihi olayı da es geçmiyor. American Airlines uçağının düşmesi, Kennedy-Nixon başkanlık yarışı, Kennedy suikasti, Vietnam Savaşı, Amerikan tarihin en büyük spor olaylarından olan Muhammed Ali – Sonny Liston boks karşılaşması vereceğimiz örneklerden bazıları.

Mad Men’de Irkçılık

Madison Avenue bulvarında mutlak bir beyaz üstünlüğü var. Dizide uzun bir müddet siyahi oyuncu görmüyoruz. Hiç konuşmayan temizlik görevlileri ve ağzından taş çatlasa iki cümle çıkmış olan asansör görevlisi gözümüze takılanlar. Bölümler ilerledikçe dünya değişiyor, tabii ki Mad Men de değişiyor ve birkaç siyahi karakterle de böylelikle tanışmış oluyoruz.

Dizide ırkçılık üzerine trajikomik bir sahne;

Siyahiler Madison Bulvarı’nda özgürlük için slogan atarak yürüyorlardır. Gökdelenlerin tepesinden de Sterling Cooper ve diğer reklam ajansları büyük bir merakla onları izlemektedirler. Derken karşı ajansta çalışanlar, yürüyüş yapanların üstüne su dolu torbalar atmaya başlarlar. Herkes pek bir eğlenmiştir. Tabii bu, büyük bir haber olur. Bizim ajans da espri olsun diye “Bizim kapımız herkese açık dileyen gelebilir.” diye bir ilan verirler. Espri gerçeğe dönüşür, ertesi gün bütün siyahiler iş başvurusu için Sterling Cooper’ın kapısında kuyruk oluşturur.Mad Men’de Alkol ve Sigara

Dizide ilk sezonundan itibaren var olan ana karakterlerden bir tek Bertram Cooper sigara ve alkol kullanmıyor. Neden kullanmadığından da karakter tahlilinde bahsedeceğiz. Bu kısmı uzun uzadıya anlatmaya gerek yok aslında. Kamuya açık-kapalı, her alanda sigara içiliyor. Sigaranın sağlığa zararları konusunda Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı araştırmanın Reader’s Diegest dergisinde yayınlanması ile sigara üreticileri de zor durumlara düşüyor. Alkol ise hayatının rutinine girmiş, mesai saatleri içinde çay, kahve içer gibi viskiler ve martiniler lıkır lıkır mideye indiriliyor.

Mad Men’de Cinsiyet Ayrımcılığı

Bu konuya Sterling Cooper ofisinde çalışan kadınların Mad Men erkekleri tarafından maruz bırakıldığı durumlardan örnekler vererek başlayalım:Sekreterler o zamanın en -modern- aletleri arasında yer alan, IBM Selectric daktiloları ve Xerox 914 fotokopi makineleriyle tam bir Stepford Kadınları misali köle gibi çalışırlar. Sadece bununla sınırlı olmayan azapları, Mad Men erkeklerine dadı gibi hizmet etmeleriyle devam eder. Bazen uğradıkları hakaretler ve cinsel tacizler yüzünden, bunalanlar soluğu tuvalette hıçkıra hıçkıra ağlamakta bulurlar. Yapacak bir şey yok; tekrar masalarına dönmek zorundadırlar, yoksa kendinilerini kapının önünde bulurlar.

Cinsiyet ayrımcılığına bir örnek;

Bir ruj markası, Sterling Cooper ajansının kapısını çalar. O zamana kadar tüketicisi sadece kadın olan bir ürün için reklam sloganı üretmemiş Mad Men erkekleri, çareyi ürünleri ofisteki sekreterlere deneterek, onlar arasında bir beyin fırtınası yaratmakta bulurlar. Testin yapıldığı odaya sekreterler girer ve çeşit çeşit ürünü dudaklarında denemeye başlarlar. Ofisin erkekleri de tıpkı bir polis merkezinde, kapalı koyu renkli camlı bir bölmede kendisini göremeyecek olan bir düzine zanlıdan gerçek suçluyu  ayırt edecek olan şahit gibidirler. Odanın dizaynı tıpatıp bu şekildedir. Sekreterler rujları denerken, onlar da ellerinde viski bardakları, sigaraları ve koltuklarına yayılarak sekreterleri dikizlerler.

Bu ruj markası testinden sonra Peggy Olson fikirlerini söylerken, ağzından akıl dolu bir slogan çıkar. Metin yazarlarından Freddy Rumsen basit bir sekreter olarak gördüğü Peggy’den böyle bir cümle duymasının şaşkınlığı ile;

”Bir köpeğin piyano çaldığını görmek gibi bir şeydi” diyerek cinsiyet ayrımcılığının dibine vurur.

Dizide yıllar geçtikçe her şey değişiyor dedik ya, kadının da toplumdaki yeri yavaş yavaş değişiyor. Biz de özellikle Peggy Olson’un karakterindeki değişimi izleyerek buna şahit oluyoruz.

KARAKTERLER

Diziye bölümler ilerledikçe birçok karakter dahil ediliyor. Gerek tanıtımı yazarken gerekse karakterleri tanıtırken diziden alacağınız hazzı törpülememek adına oldukça dikkatli davrandık. Bu yüzden ana karakterler harici diziye sonradan  dahil olanlara değinmemeyi tercih ettik.

Don Draper (John Hamm)

”Senin aşk dediğin şey, kadın çorabı satılabilmesi için benim gibi erkekler tarafından icat edildi.”

Dizide yer alan konuk oyunculardan biri olan Rachel Menken‘e söylediği bu alaycı cümle, aşka ne derece inandığının bir göstergesi değil midir?

Hikayenin ana kahramanı olan Don Draper’ın geçmişi hakkında hiçbir şey bilinmiyor. Saklaması gereken bir sırrı olduğu için, en başta karısı dahil kimseye açık vermemek üzere özellikle çaba harcamaktadır. Don’un karakterindeki karmaşıklık da bu yüzdendir. Geçmişi unutmak ve hatırlamak arasında sürekli bir gerilim içerisindedir. Geçmişi unutmak en büyük arzusudur, çünkü sadece şu andaki yaşamına odaklanmak istemektedir. Lakin birtakım olaylar, Don’un bugününü ve geleceğini tehdit edecek bir şekilde, sırlarla dolu geçmişi tarafından ele geçirilir.

Güzel bir karısı ve iki çocuğu olan ama buna karşın çapkınlıkta sınır tanımayan serseri ruhlu bir karakterdir. Karısına karşı ihmalkar ve ilgisiz bir tavrı vardır. Parlak zekasının ürünüyle, zor durumlara getirdiği yapıcı çözümler hikayeyi sürükleyen etkenlerdendir.

Sitemizde Don Draper’ın Kadınları adlı ispiyonu bol bir bildiri de mevcuttur.

Betty Draper (January Jones)

Betty 18 yaşında modellik yaparken Don Draper ile tanışır ve evlenir. Baskıcı anne imajı ile çocuklarının üzerinde etkili olan bir kadındır. Kocasının hayatında önemli bir parça olmak ister; ama kocası onu evde bir eşya olarak görür. Aslında zeki bir kadındır, ama kocası hakkında ciddi bir şekilde yanılmaktadır. Ev işleri ile geçen sıkıcı hayatı, hapishanede özgürlüğünü bekleyen mahkum misalidir. Yarıda bıraktığı kariyeri, içinde ukte olarak kalmıştır. Geri dönme şansı yakaladığında ise kocası tarafından engellenir. Özgürlüğe kavuşamamasının acısını komşusunun kuşlarına tüfekle ateş ederek çıkartır. Bu da o meşhur sahne;

Peggy Olson (Elisabeth Moss)

Peggy, Brooklyn doğumlu, Katolik bir aileden gelen, iş hayatı üzerine bilgi ve tecrübesi henüz gelişmemiş bir sekreter olarak Don Draper’ın yanında işe başlar. Don Draper geçmişiyle ne kadar cebelleşen bir karakter ise Peggy bunun tam zıttıdır.  Geçmişinde yaptığı yanlışlar ve hataları bir şekilde görmezden gelip unutur. Geçmişi tamamen gözden çıkarmak olarak algılayamayacağımız bu durumu, geçmişin duygusal olarak anlamını yitirmesi olarak tanımlayabiliriz. 1. sezondan ispiyon içeren örnekler verelim;

Peggy’nin Pete ile yaşadığı ilişkiyi yok saymasını ve kariyerine zarar verecek olan hamileleğin bedenine  yaşattığı mevcut durumu unutmasını örnekleyebiliriz. Hırsı ile işine o kadar konsantre olmuştur ki hamile olduğuna onu ikna eden, elini karnına götürüp içindeki bebeği hissetmesini sağlayan doktordur. Hatta doğan çocuğunun dizide varlığı ile yokluğu belli değildir. Çocuğuna annelik yapması demek, kariyerine odaklanamaması anlamına geliyor. Bu yüzden çocuğunun varlığını unutmamıştır ama kendi açısından duygusal anlamını yitirmiştir .

Peggy, Amerikan toplumunda modern iş kadınının doğuşunu simgeler.

Pete Campbell (Vincent Kartheiser)

” Niye iyi bir şeye tek seferde sahip olamıyorum?”

Zengin bir ailenin çocuğu olması, ona Sterling Copper’da iş imkanı sağlamıştır. Kariyer basamaklarını hızlı tırmanmak adına elinden geleni ardına koymayan ihtiraslı bir karakter olarak tanımlayabiliriz. Önemsiz şeylerle uğraşmak, kıskançlık ve tekrar eden öfke krizleri onun sağlıksız hafızasının bir ürünüdür. Çoğunlukla basit, tepkisel içgüdülerle hareket eder. Ruh hali çok değişken, olgun olmayan tavırlarıyla sıkça karşılaşıyoruz.  Ufak bir çocuk gibi köşesine çekilip kırılganlaşabiliyor. Kendine olan güvenini tekrar kazanabilmek adına her zaman bulduğu bir yol oluyor.

Roger Sterling(John Slattery)

Ajansın iki ortağından birisidir. Doymak bilmeyen alkol ve sigara tüketicisi, kadınlara çok düşkün bir çapkındır. Hiçbir kadına uzun süre bağlı olmak istemez.  Uzun soluklu bağlılık konusunda ise şöyle der;

” Sana kızıma söylediğim şeyin aynısını söyleyeceğim. Evliliğin ilk yılında seviştiğiniz her sefer için kavanoza bir peni koysan, sonraki yıl her sefer için kavanozdan bir peni alsan, elinde ne kalır biliyor musun? Bir kavanoz dolusu peni.”

Roger’ın ajanstaki misyonunu uzlaştırıcılık ve sorun giderici olarak tanımlayabiliriz. Kişisel ilişkilerini kullanarak sorun çıkaran müşterileri yatıştırır. Pete Campbell’ı idare etmesi de ne kadar uzlaştıran bir yapısı olduğuna örnektir.

Joan Holloway (Christina Hendricks)

Sterling Cooper’da sekreterlerden herhangi birinin ofis işlerinin nasıl yürüdüğüne dair sorularının muhatabı ofis müdürü Joan Holloway’dir. Sadece işler değil, özel sorunlarda da tavsiyesine başvurulan bir isimdir. Bir diğer görevi de olağan toplantılarda ajanstaki erkeklere, müşteriler ile olan ilişkilerde yapılacak olan işleri hatırlatmasıdır.

Güzelliği ve tavırlarıyla hem ajanstaki, hem de ekran başındaki çoğu izleyici tarafından tanrıça muamelesi görür. Görüntü her şeyi anlatıyor zaten.

Bertram Cooper (Robert Morse)

Çoğu zaman diziyi izlerken bu Bert Cooper ne iş yapıyor diye kendimize sormuşuzdur. Bert Cooper sunumlarda yer almaz. Ortak çalışma gruplarına katılmaz. İsmini verdiği ajansın Roger ile ortağı olmasına rağmen büyük resmin içinde yer almaz. Buna karşın kendini yaratıcı bir deha olarak görür. Kendine ait odasında çıplak ayaklarıyla özgürce dolaşır. Üstelik odasına giren kimse, ayakkabılarını çıkarmak zorundadır. Neden diye soracak olursanız, kendisi sağlıklı Japon kültürünü benimsiyor. Bu yüzden alkol ve sigara da kullanmıyor. Çiçekler ve sanat eserleri de hobileri arasındadır.

 

 

Kenny Cosgrove (Aaron Staton)

Sterling Cooper’ın hesap yöneticisidir. Çocukluğu kırsal alan Vermont’da geçmiştir. Pete Campbell ile bir itiş kakış halindedirler. Bu rekabetleri tahmin edebileceğiniz üzere, Pete’in aşırı kıskançlık sendromlarından kaynaklanmaktadır.

 

 

Salvatore Romano (Bryan Batt)

Günümüzde olduğu gibi 1960′lı yıllarda da toplumda yaşayan yığınla eşcinsel vardı. Toplum içerisinde oldukça kapalı bir yaşam sürüyorlardı. Günümüze kıyasla, o yıllarda kimin eşcinsel olduğunu anlayabilmek için ipuçlarını takip etmeniz gerekiyordu. Mad Men’deki karakterlerin de Salvotore’den bihaber olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Sistemin homofobik tutumuna yapılan eleştiri de bu karakter üzerinden ele alınıyor. Ajanstaki görevi ise görsel sanatlar departmanındadır.

 

 

Paul Kinsey (Michael Gladis)

Sterling Cooper’da metin yazarıdır. Mad Men erkekleri arasında bekarlar kulübündedir. Dünya görüşü olarak açılımcı biridir. Kuşaklar arası değişim konusu bu karakter üzerinden işlenmektedir.

 

 

 

 

Harold ”Harry” Crane (Rich Sommer)Harry için Pete’in ajansta en fazla anlaştığı karakter olduğunu söylersek yanılmamış oluruz. Ajansın medya bölümünde yer alır.

 

 

 

Sally (Kiernan Shipka), Bobby (Mason Vale Cotton)

Don Draper’ın iki çocuğundan biri olan Sally, ilerleyen sezonlarda hikayenin içine yerleşip önemli olacak karakterlerdendir. Boby ise sadece görüntü olarak var diyebiliriz.

 

 

 

 

Trudy Campbell (Alison Brie)

Pete’in aileden varlıklı güzeller güzeli karısıdır. Kocasına nazaran olgun bir kadındır. Pete gibi bir adamı idare etmek kolay değil; olabildiğince elinden geleni yapıyor diyelim. Tek derdi çoluk çocuğa karışıp, gerçek bir aile olabilmektir.

 

 

Mad Men’in Sanatsal Satın Alımcısı Ellen Freund

1960′lı yılları gerçekçi bir dille yansıtmak hiç kolay değil. Dizi, izleyiciyi bu büyülü dünyanın içine çekebilmek için ince eleyip sık dokuyor. Ellen Freund haftanın beş gününü, dizide kullanılan aksesuarları Ebay ve Etsy gibi sitelerde aramakla geçiriyor. Bu aksesuarlara bölüm başı harcanan para 13 ile 15 bin dolar arasında değişiyor. 60′lı yıllara özgü parçalar arasında Peggy Olson‘un koluna taktığı saat, çok nadide bir parçaymış. Betty Draper‘ın antika yüzüğü için ise 40 bin dolar para harcanmış. Ellen Freund yüzük için ‘Sahte olmasındansa, 40 bin dolar para verip gerçeğinin olmasını tercih ederim” demiş. Dizide içilen Lucky Strike sigaraları el yapımı; yine Ecstasy Herbal Cigarettes’in paketleri de elle imal ediliyor. O zamanların eski içki şişelerine yeni etiket bastırmak yerine, eski etiketleri satın almak için açık arttırmalara gidiliyormuş.

Mad Men ve Moda

Son yıllarda gerek sinema gerekse dizilerden ilham alarak koleksiyonlarını hazırlayan moda evlerini sıkça görür olduk. 2011 yılında en iyi film Oscar’ı alan The Artist ile 1920′li yılların modası geri gelmişti. Keza The Great Gatsby filmindeki kostümlerden etkilenen modacı sayısı hiç az değil. Televizyonda ise Sex and City, Gossip Girl ve Desperate Housewives’ta giyilen kostümler sıkça konuşulurdu. 3 dizinin de başrol oyuncuları moda ikonları haline dönüşmüştü. Mad Men’le ise 1960′lı yılların moda anlayışı yeniden geldi. Birçok tasarımcı dizide yer alan Joan Hollaway, Peggy Olson ve Betty Draper gibi kadın karakterlerin kostümleri ve tarzlarından ilham aldı.

Mad Men ve Kitapları

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki hiç bir dizi yayınlandığı esnada birçok yazara ilham kaynağı olmamıştır. İşte Mad Men’le direkt veya dolaylı olarak alakalı diyebileceğimiz kitaplar:

Mad Men Cookbook

Mad Men’in yansıttığı 60′lı yıllarda New York’ta davetlerde ve barlarda ne yenildiğine ve hangi kokteylerden tadıldığına dair araştırma ve tariflerle dolu bir kitaptır. O dönemin tarihsel ve kültürel damak tadını yansıtan kitap, içinde 70′ten fazla yemek-tatlı-içecek-meze tarifi de barındırır. Kitabın yazarları Judy Gelman ve Peter Zheutlin‘dir.

 

Mad Men ve Felsefe

Dizi hakkında genel olarak satır aralarında kalan gizli detaylara felsefik yorumlar getiren, üzerine ciddi anlamda kafa patlatılmış bir kitap olduğunu söyleyebiliriz. Öyle ki yazarlar Rod Carveth ve James B. South, dizinin yarattığı atmosfere kendilerini kaptırabilmek amacıyla fazlasıyla viski, martini ve sayısız paket sigara tüketmişler. Kitaptaki karakterler Platon, Aristoteles, Nietzsche gibi filozofların öğretileri ile iç dünyalarına girilip yorumlanıyor. Kitap ilk üç sezon yayınlandıktan sonra yazılmıştır.

 

 

The Real Mad Men

Yazar Andrew Cracknell, Mad Men’in başarısından sonra böyle bir araştırma kitabı yazma gereği duymuş. Dizide yansıtılan Madison Bulvarı hikayelerinin tamamen gerçeği yansıtmadığını düşünüp, yaşanan gerçekleri bu kitabına taşımıştır. Reklamcılık piyasasında yükselen isimlerin gerçek hayat hikayelerine değiniyor.

 

 

 

Mad Men: The Illustrated World

Adından anlaşılacağı gibi kitap bizi, 60′lı yılların sofistike ve otantik yaşam tarzına sahip parlak renkli dünyasına götürüyor. Çizim tekniği olarak Mad Men’in giriş jeneriğindeki animasyondan esinlenildiğini söyleyebiliriz.

 

 

 

Mad Men: Unbuttoned A Romp Through America of the 60′s

Gazeteci yazar Natasha Vargas-Cooper‘ın kaleme aldığı kitap, Mad Men’den esinlenmiştir. Kitap dokuz farklı bölüme ayrılır. En uzun olan ilk bölümde çeşitli şirketlerden örnekler verilerek 60′lı yıllardaki reklamlar hakkında görüşler yer alıyor. Sırasıyla moda, çalışan kadınlar ve seks (lezbiyenleri de içerir), sigara-içki-uyuşturucu, dekor, edebiyat ve sinema olarak konu başlıklarını tanımlayabiliriz.

 

Yayın Bilgileri ve Ödülleri

19 Temmuz 2007 tarihinde AMC‘de yayın hayatına başlayan Mad Men, her sezon izleyici sayısını düzenli bir şekilde arttıran ve koruyan ekrandaki nadir dizilerdendir. Şu ana kadar altı sezon yayınlanan dizi, ikiye bölünecek 7. sezonu ile ekranlara veda edecektir. Dizinin yapımcısı, The Sopranos‘un da yapımcılarından biri olan Matthew Weiner‘dır. Dizinin eşsiz müziklerini David Carbonara hazırlıyor. Özellikle bölüm sonlarında çalınan müziklerle kulağınızın pasını silebilirsiniz.

Mad Men 2008-2011 yılları arasında düzenlenen dört Emmy ödül töreninden de üst üstte “En İyi Drama” seçilerek ayrıldı. Diğer teknik dallarla birlikte 14 Emmy ödülü kazanmış oldu. Aynı şekilde 2008-2011 yılları arasında da dört kere en iyi drama seçilerek Altın Küre‘nin sahibi oldu. John Hamm ise 2008 yılında en iyi erkek oyuncu dalında Altın Küre’nin sahibi oldu.

 FRAGMANI

 

27 Aralık 2013 Cuma

DOCTOR WHO: The Time of The Doctor’ın Getirdikleri/Götürdükleri

Dün gece yayınlanan DOCTOR WHO‘nun 2013 Noel bölümü olan The Time of The Doctor iyisiyle kötüsüyle özel bir bölümdü. Doctor Who tarihinde iki önemli adımı atan bir bölüm oldu. İspiyon yememek uğruna bölümü izlemeden devam etmeyiniz.Bölüm, yine birçok soru yanıtlayıp, sorduran bir bölüm oldu. 2014 sonbaharında bölünmeden yayınlanacak olan 8. sezonda buluşana dek çenemizi yoracak bolca malzeme sundu. Ama dizide öne çıkan iki önemli adım vardı:

 

11. ve Son Doctor..?

İlk olarak, daha önce haberini verdiğimiz gibi 13 canı olan Doctor’ımızın bu canlarını tükettiği hesaplandı bölümde. Dizi tarihi boyunca toplam 11 Doctor görmüş gibi olsak da 10. Doctor’ın (David Tennant) 2 kere yenilenme yaşamış olması ve 50. Yıl bölümünde John Hurt‘ün canlandırdığı son Doctor ile tanışmamız sonucunda bu canların tümünün harcandığı ortaya çıktı.Matt Smith‘in canlandırdığı 11. Doctor yenilenme yaşayamayacak ve Doctor’ın yaşamı ebediyen sona erecekti…

 

Derken Anavatanı Gallifrey’den Yardım Geldi:

Hatırlarsanız Doctor’ın ırkı aslında ölümsüz varlıklar. Ancak kendi ırkı olan Gallifrey’liler tarafından kahramanımızın yaşamı 13 kere yenilenecek şekilde sınırlanmıştı. Bu bölümde de 50. Yıl bölümünde olanlar ışığında, kendisini affeden Gallifrey’lilerden 13 can daha kazandı. (“Neden sınırsız değil?” diye düşündürüyor insanı.)

 

Yepisyeni Bir Doctor

Bölümün ikinci önemli özelliği de bizi yeni bir Doctor’la tanıştırması idi. Beklediğimiz gibi, bölüm sonunda Peter Capaldi‘nin canlandırdığı 12. Doctor az da olsa göründü. Böylece, Capaldi’yi de nasıl bir imajla göreceğimize dair bize fikir verdi. Üstelik daha dakika bir gol bir böbreklerinin renginden dem vurup, ardından da “Usta, bir el at da şu Tardis’i vurduralım?” dedirten repliği ile geldi.

 

Bölümü izledikten sonra içinizde patlayanları, sevindikleriniz, üzüldükleriniz, beğendikleriniz, beğenmediklerinizi yorumlara alalım ve bakmak isteyeceğiniz 5 videoyu paylaşalım sizlerle:

 

1) Bölümün o Noel seti nasıl hazırlandı dersiniz? İşte böyle:

2) Şurada da kamera arkasından görüntülerle bölümün çekimleri 12 dakikaya sığmış.

3) Peki, bölümden silinmiş bir sahne izlemek ister misiniz?

 

4) Matt Smith, yer aldığı son DOCTOR WHO bölümünden sonra duygularını aktarıyor bu videoda.

 

5) Son olarak da 11. Doctor’ın en özleyeceğimiz 11 özelliğinin yaklaşık 5 dakikada özeti:

24 Aralık 2013 Salı

Aralık Haberleri Derlemesi – 1

Yılın son ayının son haftasına girmişken, bu ay boyunca karşımıza çıkan çeşitli haberler de yine dağ gibi oluverdiler. Eh madem öyle, sizleri daha fazla bekletmeden paylaşalım.

İptal/Devam HaberleriYeni Dizi ProjeleriDizilere Katılan Oyuncu HaberleriDiğer

NOT: Geçmiş aylarda olup biteni merak edenleri şuradaki bildirilere bekleriz.

İptal/Devam Haberleri

BBC, yeni komedisi BIG SCHOOL‘a 2. sezon onayını verdi.BBC’nin onay verdiği bir başka komedi de CITIZEN KHAN. 20 Aralık’ta Noel özel bölümü yayınlanan olan dizi, önümüzdeki sene 3. sezonu ile izleyicileriyle buluşacak.Norveçli dizi LILYHAMMER 3. sezon onayını aldı.NBC, 13 Ocak’ta 11. bölümüyle dönecek olan THE BLACKLIST‘in 2. sezon onayını verdi.BBC, RIPPER STREET‘i iptal etti. Dizinin 3. sezonu olmayacak. (Dizinin yapımcısı LoveFilm şirketi ile görüşmeler yaparak diriltmeye çalışıyor. Henüz kesinleşen bir haber yok )TV Land komedisi THE SOUL MAN 3. sezon onayını aldı.ABC, SCANDAL‘ın 3. sezonunu 22′den 18 bölüme indirdi. Sebebin, Kerry Washington‘ın hamileliği olduğu düşünülüyor.Fox kanalı, DADS‘in ilk sezonunu 22′de 19 bölüme indirdi.AMC, sonunda LOW WINTER SUN‘ı iptal ettiğini duyurdu. Dizinin, 2. sezonu olmayacak.CALIFORNICATION‘ın 2014 Nisan’ında başlayacak olan 7. sezonunun son sezonu olacağı açıklandı.Showtime kanalı EPISODES‘a daha 3. sezonu yayınlanmadan 4. sezon onayını verdi.2. sezonu 12 Aralık’ta başlayan CHOSEN için başlamasından 1 gün önce 3. sezon onayı geldi.Showtime, geçen yıl onay verdiği yeni dizisi THE VATICAN‘ı yayına girmeden iptal etti. Yüksek bütçe ve yapımcı şirket ile kanalın bazı konularda uyuşamaması gösterilen sebepler arasında.1 Ocak’ta 3. sezonu başlayacak olan SHERLOCK‘ın yapımcı/yaratıcısı Steven Moffat diyor ki: “4. sezon tabii ki olacak.”İptal haberini 2 Kasım tarihinde aldığımız BACK IN THE GAME‘in eldeki 13 bölümünü tamamlayacağını taahhüt eden ABC, ilk 10 bölümü yayınladıktan sonra diziyi kızağa çekti. Son 3 bölümün ne zaman yayınlanacağı belli değil.Yeni Dizi ProjeleriHistory Channel yeni bir dizi projesine girişiyor. HANNIBAL isimli dizinin aklınıza ilk gelen ünlü yamyam ile alakası yok. M.Ö. 264 yılında başlayacak olan dizinin kahramanı Kartacalı general Hannibal Barca. Dizinin yapımcıları arasında ünlü aktris Halle Berry de var.NBC, yapımcıları arasında Daniel Knauf‘un da bulunduğu bir kurtadam dizisi projesine girişti. Proje aşamasındaki dizi, 2010 yapımı The Wolfman filminin uyarlaması olacak.Yine bir BBC haberi. Kanal, OUR GIRL isimli bir drama ile GREY MATES isimli bir komedi için ilk sezon siparişini verdi.Grey Mates’te 3 farklı çiftin emekli olduktan sonraki hayatlarını izleyeceğiz.BBC, ilk bölümünü bir televizyon filmi olarak 24 Mart 2013′te izlediğimiz Our Girl‘e ise 5 bölüm daha sipariş vererek yapımı diziye dönüştürdü. Dizide Afganistan’daki İngiliz ordusunda sıhhiyeci olan Molly’nin hayatını izliyoruz.SyFy’ın Temmuz’da deneme bölümü sipariş ettiği, Legion (2010) filminin uzantısı DOMINION dizi siparişi aldı. Gelecekte geçen dizide iyi ve kötü melekler savaşıyor. Kadroda Christopher Egan, Tom Wisdom, Roxanne McKee, Alan Dale, Anthony Stewart Head ve Luke Allen-Gale yer alıyor.BBC’den BBC ile dalga geçen bir komedi. BAFTA’lı komedisi Twenty Twelve’in uzantısı olacak hiciv komedisi W1A’in başrolündeki Hugh Bonneville‘i BBC’nin “Değerler Müdürü” olarak izleyeceğiz.İngilizler, TUBBY AND ENID isimli bir müzikal drama işine giriyor. Dizi, Victoria Wood‘un That Day We Sang isimli müzikalinin tv uyarlaması olacak. Başrolünde Harry Potter seyredenlerin hatırlayacakları Imelda Staunton ile Michael Ball var.Terminator: The Sarah Connor Chronicles iptal olalı 4 yıl olmuşken, TERMINATOR yeniden diziye dönüşmek üzere. Film serisine yeni eklenecek olan 5. sinema filmi ile içiçe geçmesi planlanan diziyi Zack Stentz ve Ashley Miller kaleme alacak.CBS, Roma Downey ve Mark Burnett’in 4 bölümlük minisi THE DOVEKEEPERS’a onay verdi. Dizi, Alice Hoffman‘ın aynı isimli tarihi romanından uyarlama ve 2015′te ekranlara gelecek. Roman, M.Ö. 30′lu yıllarda Masada‘da geçen gerçek olayları anlatıyor.1968′de sinemaya uyarlanan ünlü roman “Rosemary’nin Bebeği“, şimdi de 4 saatlik NBC mini dizisi olarak karşımıza gelecek.Switched at Birth yaratıcısı Lizzy Weiss yine ABC Family için bir dizi projesine girişmiş: INTO THIN AIR gerilim türünde bir aile dizisi olacakmış.FX kanalı geçen yıl sunulan deneme bölümlerinden TYRANT‘a ilk sezon onayını verdi. Dizide, mütevazi bir Amerikan ailesi, Orta Doğu ülkelerinden birinin karmaşık çalışmalarının ortasına düşüyor.ITV kanalı, CHASING SHADOWS isimli 4 bölümlük bir seri katil draması sipariş etti.FX kanalı Sons of Anarchy yaratıcısı Kurt Sutter‘dan bir dizi projesi için deneme bölümü sipariş etti. THE BASTARD EXECUTIONER ingiltere kralı III. Edward zamanındaki bir savaşçı şövalye üzerine.Starz kanalı Sky Atlantic ile birlikte giriştiği drama FORTITUDE’dan çekildi. Simon Donald’ın (Low Winter Sun) 13 bölümlük dizisini 2014′te Amerika’da yayınlayacak olan Starz bu kararından vazgeçtiğini açıkladı. Dizi artık sadece Sky Atlantic kanalında yayınlanacak.Matthew Perry CBS kanalı için THE ODD COUPLE isimli bir komedi projesine girişti.TNT’den iki yeni dizi projesine deneme bölümü siparişleri geldi: Kyra Sedgwick’in yapımcısı olduğı reekarnasyon draması PROOF ve Marcia Clark ile Dee Johnson’dan gelecek olan hukuk draması GUILT BY ASSOCIATION.NBC 12 bölümlük The Bible mini dizisinin devamı niteliğindeki A.D.’ye onay verdi.Bu aralar dini diziler pek moda. CBS’in THE DOVEKEEPERS’ı, NBC’nin A.D.’sinden sonra şimdi de Fox kanalı 7 DEADLY SINS isimli bir dinle ilgili mini dizi projesine girişti. 7 bölüm sürecek olan dizide 7 ölümcül günah ele alınacak. Şimdi sıra CW’dan gelmesini beklediğimiz Adem ve Havva içerikli seksi bir gençlik dizisinde. Shonda Rhimes ile arası iyi olan ABC, başarılı yapımcının şirketi Shondaland’in projelerinden birine deneme bölümü sipariş etti. HOW TO GET AWAY WITH MURDER’ın yazarı Peter Nowalk.Dizilere Katılan Oyuncu HaberleriMalcolm-Jamal Warner MAJOR CRIMES‘ın 2. sezonuna konuk olacak.ARROW‘da yeniden görünecek olan sevdiğimiz bir isim daha.Constance Zimmer, NBC’nin sezon ortasında giriş yapacak olan komedisi GROWING UP FISHER‘a konuk olacak.GLEE‘nin 100. bölümü için eski isimlerden konuklar var:Heather Morris (Brittany), Harry Shum Jr. (Mike), Mark Salling (Puck), Amber Riley (Mercedes), Kristin Chenoweth (April Rhodes) kaynak 2, Dianna Agron (Quinn) (kaynak3)Alexandra Metz, Rapunzel olarak ONCE UPON A TIME‘a katıldı.Tom Everett Scott, BEAUTY AND THE BEAST‘e konuk olacak.Fringe yıldızı Lance Reddick, AMERICAN HORROR STORY:COVEN‘a konuk olacak.2014′te THE GOOD WIFE‘a Matthew Goode konuk olacak.Lost’un Charlotte Lewis’i Rebecca Mader, ONCE UPON A TIME’ın yeni kötüsü olacak.Anthony Head, Syfy’ın siparişini taze verdiği DOMINION kardosuna katıldı.John Mulaney ile Lorne Michaels‘tan gelecek olan ve NBC’nin geçen yıl pas geçtiği bir komediye Fox kanalı Ekim başında onay vermişti. Şimdi de dizinin oyuncu haberleri yeniden gelmeye başladı. MULANEY isimli dizide Martin Short ve John Mulaney’e Elliott Gould (evet, yeniden), Nasim Pedrad ve Seaton Smith katıldı.Chris Elliott, COMMUNITY‘e konuk olacak.THE STRAIN‘de Regina King‘i de göreceğiz.HBO projesi THE BRINK‘in kadrosuna yeni katılan isim Esai Morales.Daniel Henney, REVOLUTION‘ın 2. sezonuna konuk olacak.NBC’nin bu yılki deneme bölümlerinden TIN MAN’in başrolüne Patrick Heusinger getirildi.Charlotte Ritchie ve Tom Stourton, BBC3′ün yeni komedisi SIBLINGS’te yer alacaklar.Mimi Kennedy, ABC yenilerinden MIND GAMES‘e konuk olacak. Aktris, HBO’nun deneme siparişlerinden THE BRINK’te de yer alacak.CASTLE konuklarına Frances Fisher da katıldı.Martin Short, Eugene Levy ve Andrea Martin NBC denemelernden WORKING THE ENGELS’a katıldırlar.Kevin Pollak MOM‘a konuk olacak.RAISING HOPE Judith Light‘ı konuk edecek.Bir WILL & GRACE buluşmasına tanık oluyoruz: Megan Mullally, SEAN SAVES THE WORLD‘e konuk oluyor.Law & Order: SVU‘dan kim ayrılıyor dersiniz? Cevabı şurada.Suits‘ten Patrick J. Adams‘ın bir ORPHAN BLACK hayranı olduğunu ve 2. sezonda diziye konuk olacağını biliyor musunuz?GRIMM‘in yeni kötüsü Alexis Denisof ve diziden bazı pozları.Guy Pearce da SEAN SAVES THE WORLD’e konuk olacak isimler arasına katıldı. Onu, Portia de Rossi izledi.Robert Knepper bir dizide daha yine bir kötü adam konuk oyunculuğu daha buldu: ARROWKelly Clarkson, The Crazy Ones‘tan sonra şimdi de NASHVILLE‘e konuk olacak.Bu aralar TBS’in Ground Floor isimli komedisinde başrolde izlediğimiz Skylar Astin, GLEE’ye konuk olacak.BROOKLYN NINE-NINE‘ın Super Bowl gecesi yayınlanacka olan bölümüne Adam Sandler konuk olacak.HOMELAND‘de iki oyuncuyu 4. sezonda kadrolu oyuncular listesinde göremeyeceğiz: 1, 2Kevin Zegers Fox’un Broadchurch uyarlaması GRACEPOINT kadrosuna katıldı. Michael Peña da onu takip etti. Bunlara bir de Nick Nolte eklendi.Prince, NEW GIRL”e konuk oluyor. Linda Cardellini‘yi de konuk olarak izleyeceğiz.Serinda Swan THE TOMORROW PEOPLE‘a konuk olacak.Diane Neal‘ı Starz’ın yeni dizilerinden POWER’da konuk olarak izleyeceğiz.Marcia Cross Fox’un komedi projelerinden FATRICK’in kadrosuna katıldı. Diziye katılan bir diğer isim de Ray Ford.Rosie O’Donnell‘ı THE FOSTERS‘ta konuk olarak izleyeceğiz.THE BRINK kadrosuna Eric Ladin de katıldı.24:Live Another Day‘de Judy Davis‘i de göreceğiz.Cybill Shepherd TROPHY WIFE‘a geliyor.BROOKYL NINE-NINE’da kimin canlandıracağını merak ettiğimiz bir karakter için oyuncu seçimi yapılmış: Komiser Holt’un eşini Marc Evan Jackson canlandıracak.Rhea Perlman THE NEIGHBORS‘a konuk olacak.MELISSA AND JOEY Mo Gaffney‘i konuk edecek. Yvette Nicole Brown‘ı da dizide konuk olarak izleyeceğiz.CSI: LAS VEGAS‘ın 14. sezonuna Jack Coleman konuk olacak.Fred Armisen ve Balthazar Getty‘yi bu sezon HOUSE OF LIES‘da konuk olarak izleyeceğiz.Scott Eastwood ile Tania Raymonde 8 Ocak’ta başlayacak olan CHICAGO PD kadrosundan ayrıldılar. İkiliyi dizinin uzantı olarak çıktığı Chicago Fire bölümünde izlemiştik ve ana kadroda yer alacakları duyurulmuştu.DEVIOUS MAIDS‘in 2. sezonunda kadroya Dominic Adams ve Joanna Adler katılıyor. Kaynak 1, kaynak 2Adam Goldberg CBS için hazırlanan Jim Gaffigan komedisinin kadrosuna katıldı. Diziye katılan bir diğer isim ise Michael Ian BlackDiğer4×08 bölümüyle sezona ara veren THE WALKING DEAD‘in kalan 8 bölümü 9 Şubat’tan itibaren yayınlanacak.SHERLOCK’ın 3×01 bölümünün konusunu merak edenleri şöyle alalım.HOUSE OF CARDS‘ın 2. sezonu 14 Şubat 2014′te bizlerle!VERONICA MARS filmi 14 Mart 2014′te sinemalarda! (En azından Amerikan sinemalarında.2014′ün WGA (Amerikan Yazarlar Derneği) Ödülleri’nin dizi adaylarını merak eden yok mu?FAMILY GUY‘da yine bir şeyler oluyor sanki? Hatta daha da ileri gidiliyor.(Bağlantılar ispiyonlu, aman diyelim.)Ünlü yapımcı Drew Goddard, Netflix’in Marvel uyarlaması dizilerinden DAREDEVIL’ın ilk bölümünü kaleme alacak ve yönetecek.DOCTOR WHO‘nun 2014 sonbaharında kavuşacağımız 8. sezonu geçen sezon gibi ortadan ikiye bölünmeden peşpeşe yayınlanacak.2011 yılında 5. sezonuyla ekrana veda eden FRIDAY NIGHT LIGHTS‘a bir sinema filmi çekilmesi ihtimali vardı. O ihtimal artık kalmamış.Daha önce şurada haberini verdiğimiz Sound of Music Live!‘ın büyük başarı yakalaması üzerine NBC, bir sonraki tatil döneminde bir canlı müzikal daha yayınlayacağını açıkladı. Hangi müzikali dirilteceği henüz belli değil.GLEE’nin Lea Michele‘inin solo albümü 4 Mart’ta çıkıyor. Albümün ilk single’ı Cannonball’ı dinlemek isteyen..? Sanatçı bu parçayı 12 Aralık’ta The Ellen DeGeneres Show’da seslendirdi. Şuradan izleyebilirsiniz.18 Ocak’ta sahiplerini bulacak olan SAG (Amerikan Sinema Oyuncuları Derneği) Ödülleri’nin bu yılki adayları belli oldu. Dizilerle ilgili ödüllerin Türkçe meali için şuradaki ilk yoruma bakılabilir.1967-75 yılları arasında 8 sezon boyunca ekranlarda kalmış olan ve bu yıl da hızlıca iptal olan bir uyarlaması ekranlara gelen IRONSIDE‘ın oyuncularından Don Mitchell 70 yaşında hayatını kaybetti.Game of Thrones, Terminatör serisinden bir Sarah Connor’ı (Lena Headey) aldı, başkasını (Emilia Clarke) veriyor. 2015′te yayına girecek olan Terminatör filminde Emilia Clarke’ı Sarah Connor rolünde izleyeceğiz.NBC’nin sezon ortasında başlayacak olan “Alfonso Cuarón ve J.J. Abrams dizisi” diye lanse edilen BELIEVE‘in 2. kez dizi yürütücüsü değişti.…ve FAMILY GUY mevzusunda en son gelişme.HOMELAND 3. sezon finaliyle Dexter‘ı sollayan bir izleyici rekoru kırdı.THE WALKING DEAD’den kovulan dizi yaratıcısı Frank Darabont, AMC’yi dava ediyor. Darabont, kanalı sözleşmesini ihlal etmekle suçluyor ve diziden elde edilen kardan milyonlarca dolarlık payının üzerine yatıldığını iddia ediyor.9. ve son sezonundaki HOW I MET YOUR MOTHER 31 Mart’ta çift bölümle ekrana veda edecek.“Breaking Bad‘in uzantısı ne oldu?” diye merak ederken, dizinin yazarlarının BETTER CALL SAUL kadrosuna katıldıkları haberi geldi.GLEE oyuncularından Dot-Marie Jones uzun süredir birlikte olduğu kız arkadaşı ile evlendi.

23 Aralık 2013 Pazartesi

American Horror Story — 4. Sezonda Bizi Neler Bekliyor?

Ryan Murphy American Horror Story‘nin 4. sezonuyla ilgili bilgileri daha fazla içinde tutamayacak gibi. Şimdiden kırıntılarla beslemeye başladı, bu kırıntılar için sezon sonunu beklemeye alışmış olan bizleri. Tabii çok da bir şey beklemeyin siz yine de. Ryan Murphy’nin verdiği ipuçları da yayınladığı iştah açıcılardan (teaser) hallice.

Her sezon öncesi olduğu gibi gelecek sezon için de çok öncesinden taslaklar çıkarılmış. Murphy’miz yine hazır ve nazır.

4. sezonun hikayesinin geçeceği yer ile ilgili iki fikir var: Ya cadıların şehrinde kalmaya devam edeceğiz ya da Santa Fe’ye doğru yol alacağız.

Santa Fe’den bir sokak:)

New Orleans’ta kalmaya devam etmemiz durumunda “Aynı hikayenin devamını mı izleyeceğiz yoksa?!” korkusu olanları ise hemen rahatlatalım: Yeni sezonun, hali hazırda yayınlanmaya devam eden Coven sezonuyla hiçbir bağı olmayacak. Gerçi bir ara akıllarından geçmemiş değil; neyse ki erkenden öldürmüşler bu fikri. Müteşekkiriz.

“Neden vazgeçtiniz?” diye sorulduğunda ise cevapları şu oluyor:

“Devam ettiğimizi düşünelim, tam birini öldüreceğiz derken “Hayırrrr, onu öldüremeyiz yeni sezonda da olmalı.” sıkıntısı saracaktı bizi. İşin tadı burada, her an herkesi öldürebiliriz, her şeyi yapabiliriz. Kimsenin bir sonraki bölüme nerede olacağı belli değil. Bence diziyi güzel ve başarılı yapan da bu.”

Yeni sezonun iştah açıcı videolarını (teaser) dört gözle bekleyenler için de güzel bir haber verelim: Sezonla ilgili ipuçları Coven sezonunun 11. bölümünden itibaren gösterilmeye başlanacakmış.

Oyuncularla ilgili yeni sezonda net bir gelişme olmasa da Murphy, Kathy Bates ve Angela Bassett‘i yeni sezonda da görmekten mutluluk duyacağını söylüyor. Jessica Lange ise 4. sezonun dizideki son sezonu olacağını söyleyerek ciğerlerimizi dağlıyor. Yine de yasını tutmak için erken; hem daha önümüzde onu izlemek için 1,5 sezon var; hem de gelecek neler gösterir hiç belli olmaz.

Sizin yeni sezondan beklentileriniz neler? Sırada sizce ne var? Son zamanların artık çok da korkutmayan korku öğeleri vampirler, kurtadamlar..? Belki onlara bambaşka bir açıdan bakmamızı sağlar, belli mi olur! Bir yerde okuyup hoşuma giden bir fikri de paylaşayım: Şehirden uzakta ucubelerle dolu bir sirk karnavalı. Güzel olmaz mıydı? Sizin fikirleriniz neler?

Bu yazı için hypable.com’daki şu makale kaynak olarak kullanılmıştır.

21 Aralık 2013 Cumartesi

The Killing — 4. Sezonda Bizi Neler Bekliyor?

Askeri Lisede Cinayet,Üzerine de Linden’ın Annesi?

How We Met Linden’s Mother sezonuna hazır mıyız? Yalnız kahkaha efekti içermez, şimdiden uyaralım.

Evet yanlış duymadınız, The Killing yine yeni yeniden dirildi. İlk sezon boyunca büyük ilgi çeken ve ilgiyi maksimumda tutmayı başaran The Killing ilk sezonun sonunda sezonluk hikayesini bitirmeyip ikinci sezonu da aynı konudan devam edince takipçilerinden ayarı yemiş ve iptal olmuştu. Büyük uğraşlar sonucu uzun bir aradan sonra 3. sezon onayını alan dizinin sezon sonu kaderi değişmemiş, tekrar iptali boylamıştı. Farksa bu sefer ilk iptaldeki gibi her şeyin sonlandığı bir final yapmamışlardı ve ortada kalan konular vardı. Bu sefer kurtulamaz deyip mendillerimizi hazırlamış, helvamızı kavurmuşken Netflix bizi güzel haberleriyle sevindirdi. AMC’nin yapmadığını yapıp diziye 6 bölümlük 4. ve son sezon onayını verdi. Yani bir nevi kapanış sezonumuzu da elde etmiş olduk. Sevinçliyiz.

Yapımcılar yeni sezonda ana karakter Linden için anne arayışına başladı. 50-60 yaşlarının ortasında, fizik olarak kızıyla aşırı derecede benzerlik gösteren bir kadın oyuncu aranıyor.

3 sezondur Seattle’ın kasvetli havasıyla (ekran başından da olsa) tanışık olan takipçilerin zaten bildiği gibi, Linden henüz küçükken annesi tarafından terk edilmiş ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yetiştirilmişti. Sezonla ilgili yeni gelişmelere göre annenin hayatına devam ettiğini,  çok farklı bir yaşam tarzı sürdüğünü, evli mutlu çocuklu mütevazi bir hayatı olduğunu Linden’la beraber öğrenecekmişiz.

Bu karakteri iki önemli sahne için hikayeye dahil ettiklerini söyleyen ekibe göre, birbirlerinden habersiz aradan geçen onca yıla rağmen annenin, artık bir yabancı gibi olduğu kızına beklenmedik derecede anlayışla ve ilgiyle yaklaştığını görecekmişiz.

Linden ve onun en bir sevdiğimiz ortağı Holder’ın yeni vakalarıyla ilgili bilgiler edinebileceğimiz sezon karakter içeriklerine bir bakalım:

* Margaret O’Neal: Seattle’ın dışında, tamamı erkeklerden oluşan bir askeri okulun lideri. 40-50′li yaşlarında erkeksi görünümlü bir kadın. Körfez’e ziyaretlerinden biri sırasında şüpheli bir tesadüf sonucu dahil olduğu bir olay yüzünden ordudan kovulmuş. Aşırı disiplinli ve katı bir lider. Derinlerde annelik içgüdüsü de yok değil. Ama bu duygularını sorunlu öğrencilerine yansıtmak yerine, farklı bir şeyi tercih ediyor. O’Neal bu mesleği babasından, babası da büyükbabasından miras almış. Şu an elindeki tek şey okulu. O yüzden bu sezonun vakasında ikilimize yardım etmeye çok gönüllü olmasını beklemeyin.

* Cameron Stanton: Varlıklı, çevresi geniş bir ailenin asi genci. 16-17 yaşlarındaki bu genç delikanlı ve Linden’ın aralarında özel bir bağ oluşacak. Askeri okulda liderlerinin gözüne girebilmek için acımasızca birbirleriyle yarışan gençlerin arasında yaşamanın getirdiği zorluklara duyduğu empatiden dolayı belki de.

* A.J. Fielding: Cameron’ın sınıf arkadaşlarından biri. Karizmatik, derslerinde başarılı ve yakışıklı. Zayıf takım arkadaşlarını korumasına aldığı olur. Tabii bu koruma ve arkadaşlığın da bir bedeli yok değil.

* Lincoln:  Önceki okulundaki ‘kadın hocalarından birine cinsel tacizde bulunduğu’ iddiasından sonra okulunu bırakıp askeri okula yazılmış. İçinde bitmek bilmeyen bir öfke olan, kadınlardan nefret eden, bir anı bir anını tutmayan, sorunlu bir genç olarak tarif ediliyor. Askeri okulun lideri Margeret O’Neal’in kurallarına uymamakta direnen Lincoln, zayıflık gösteren sınıf arkadaşlarına, ona kadınları anımsatan herkese ve her şeye olan nefretini açıkça göstermekten de geri durmuyor. Sezonun ana şüphelisi olduğundan bahsetmiş miydim? Gerek yok sanırım.

* Kat: Sonunda genç ve dişi bir karakter. 20′lerinin ortasındaki güzel Kat’in 3 bölümlük bir hikayesi olacak. Sokaklardan gelen, zorluklarla dolu bir hayat geçiren ama son dönemlerde hayatında olumlu gelişmeler yaşayan başarılı bir kız olarak tanımlanıyor. Dışlanmışlıkları ve yalnızlıkları sayesinde Cameron’la aralarında bir bağ oluşuyor.

Görece çok daha kısa olacak olan yeni sezonumuz için; önceki sezonlarını aratmayan güzel bir hikaye, kaliteli karakterler, kaliteli güzel ve “İşte final!” dedirten bir final diliyorum.

Bu yazının orijinali bir TVline makalesi olup, birebir olmamakla birlikte çeviridir.

20 Aralık 2013 Cuma

Sundance’ten 2014′te Bir Yeni Daha : The Red Road

Bağımsız filmler, kısa filmler, belgeseller, dünya sineması ve benzeri ürünler ile Amerikan ekranlarını süsleyen AMC uzantısı entel kanal Sundance, geçtiğimiz yıl Rectify ile yüreklerimizi hoplatmıştı.Kanal bu sezon, ikinci bir yeni dizi ile yine iddialı bir çıkış yapmak üzere: The Red Road (eski adıyla The Descendants).

İlk sezonu 6 bölüm sürecek olan diziyle 2014 Şubat’ında tanışacağız.

Kadrosunda irili ufaklı epey tanıdık isim var:

Martin Henderson (Off The Map)Jason Momoa (Stargate Atlantis, Game of Thrones)Julianne Nicholson (Masters of Sex, Boardwalk Empire)Tom Sizemore (Hawaii Five-0)Annalise BassoAllie Gonino (The Lying Game)Antoni Corone (Oz)Kiowa GordonTamara Tunie (Law and Order :SVU)

“Konu ne?” derseniz, şöyle özetleyebiliriz:Alkolik karısının karıştığı bir suçu örtbas ettikten sonra ailesini bir arada tutmak için uğraş veren Şerif Harold Jensen, kendini Ramapo Dağı’nın kızılderili kabilesinin tehlikeli bir üyesi ile ortak olmuş buluyor ve işler karışıyor.

Hala kararsızsanız sizi 1 dakikalık fragmana alalım:

19 Aralık 2013 Perşembe

Reklamcılığın Sihirli Dünyası: Mad Men | İnceleme

Tür………………………:DramaYaratıcı………………. :Matthew WeinerOyuncular…………. :Jon Hamm, Elisabeth Moss, Vincent Kartheiser, January Jones, Christina Hendricks, Bryan Batt, Michael Gladis, Aaron Staton, Rich Sommer, John Slattery, Mark MosesÜlke…………………… :Amerika Birleşik Devletleri Bölüm sayısı……… :65 Asıl ismi……………… :MADISON AVENUE MEN Yapımcı………………. :Lionsgate TelevizyonuGösterim süresi…. :Yaklaşık 47 dakikaKanal………………….. :AMC İlk Yayın Tarihi…… :19 Temmuz 2007Dizinin adı neden MAD MEN ?

Birinci sezon ilk bölümün giriş cümlesi, dizi adının varoluş felsefesini açıklıyor :

“1950’lerin sonunda Madison Bulvarı’nın reklamcılık yöneticilerini tarif etmek için bir kavram üretildi. Bunu onlar üretti. MAD MEN…”

1950’li ve 60’lı yıllar, ABD’de reklamcılığın en ihtişamlı dönemleridir. Sektör tazedir. Bulduğunuz her fikir henüz bakirdir ve tüm erkekler takım elbiselidir. Sigara içmek için merdiven boşluğuna gitmeniz gerekmemektedir. Bütün reklam ajansları, reklam piyasasının kalbi olan ‘Madison Avenue’de toplandığı için burada çalışan ve takım elbise giyen bu insanlara “Madison Avenue Men (Madison Bulvarı Erkekleri)” ya da kısaca “MAD MEN” denilmektedir.

KONUSU :

Mad Men, 1960’lar Amerikası’nda, New York’taki kurgusal Sterling Cooper adlı reklam şirketinde yaşananları, zeka pırıltılarıyla taçlandırılmış senaryosuyla basit ama etkileyici öykülerle, belgesel tadında anlatıyor. Üst düzey reklam şirketi yöneticisi Don Draper (Jon Hamm) odaklı, katmanlı insan analizleri ve oyuncuların çizgi ötesi müthiş performanslarıyle izleyicilerin büyük bir beğeni ve sempatisini topluyor.

60’LARIN AMERİKASINA NOSTALJİK BİR BAKIŞ:

Dizi her ne kadar 1950-60’lar arasında geçen bir öyküye sahip olsa da aslında şimdiki zamanı anlatıyor. Dizinin giriş jeneriği 99 FRANCS filminin giriş sahnesiyle büyük ölçüde benzerlikler içermekte.

İki yapım da reklamcılık teması üzerine kurulmuştur ve ikisinin de çıkış yılı 2007′dir. Hangisi hangisinden alıntılar, öykünmeler, araklamalar yaptığını tam olarak belirlemek yine de zordur.

Kadın ve erkeklerin AŞK ALEMİ’nde, bir ASIL, bir YEDEK olarak çalışmayı kendilerine mesleki hobi olarak gördükleri ve bu İHANET GENLERİ’ni sonraki kuşaklara miras bıraktığı yıllardır o yıllar…

Otel odalarındaki kaçamaklardan sonra kadınların asla bozulmayan saç şekillerine, sabahın köründe fönlü ve makyajlı hallerine hayret etmeden geçemeyeceğiniz, izledikçe alışıp sizlere olağan gelecek pek çok sıra dışı olaya tanık olacaksınız.

Dizinin bir bölümünde Draper Ailesi çayırlık bir alanda piknik yaptıktan sonra çöplerini toplamadan etrafta öylece bırakıp gidiyorlar. Don Draper elindeki bira kutusunu ağaçlara doğru utanmadan, sıkılmadan sallıyor… 60′lı yıllarda Amerika’da insanlarda ‘Çevre temizliği’ kültürü henüz oluşmamış . 1965′lere gelindiğinde John F. Kennedy’den sonraki Amerika Başkanı Lyndon B. Johnson’ın eşi Lady Bird Johnson etrafın ve yolların temiz tutulmasına dair bir temizlik kampanyası başlatmış ve kampanya hızla yayılmıştır. Hatta bununla ilgili “Crying Indian (Ağlayan Kızılderili)” adında, kamuoyunda büyük beğeni kazanan reklam filmi bile yapmışlardır.

Dizi, bizlere 60′lı yıllarda Amerika’daki iş ortamı hakkında da çarpıcı örnekler veriyor. Elinde viskisiyle insanlar rahatça işe gelebiliyorlar. Sigara ve içki yasağı henüz icat edilmemiş. İnsanlar toplantıya girerken ayık, çıkarkan sarhoş olarak çıkabiliyorlar. Bira içmek isteyenler, kutuyu bir delici ile iki tarafı birden delerek açmak zorunda. Çünkü bira kutusu üzerine ‘Açacak’ koyma fikrini Amerikalılar 60’larda henüz keşfedememişlerdir. Şimdi bu lafı itelemeden edemeyeceğim: Sen kalk 1969 yılında Ay’a insan gönderecek teknolojiye sahip ol, ama bira kutusuna -içmek için iki tarafını deldirerek- yağ tenekesi muamelesi yaptır, öyle mi?

Sigaranın zararları konusu henüz tartışma aşamasındadır. Tiryakiler iki arada bir derede kalmışlardır.Birinci sezonda ilk iki bölüm itibariyle iki küçük çocuk dışındaki herkes sigara içmektedir. Hamile kadınlar, psikologla görüşen kadınlar, toplantı yapan adamlar, yemek yiyen, içki içen, çalışan, sevişen, tuvalete giden herkesin elinde sigara eksik değildir. Bekar bayanların doğum kontrol hapı kullanması toplumun asla kabul etmeyeceği ve ‘Kötü Kız’ damgasını anında basacağı bir durumdur.

Erkeklerde deodorant kullanımı henüz başlamamıştır. Onlara göre ter kokuları, kadınların aklını başından almaktadır. Kadınlar arasında revaçta olan meslek, sekreterliktir. Psikoloğa gidenlere deli muamelesi yapılmamakta, psikoloğa gidiş bir moda olarak taklit edilmektedir. Hasta-doktor mahremiyeti de yoktur. Psikolog, kocasına, kendisine içini döken karısının her sırrını şakkadanak rahatlıkla açabilmektedir.

Dizinin pilot bölümde izlemenizi ısrarla önereceğim sahnelerden ilki, striptiz kulübünde geçen sahnedir. Günümüzde bayanların nedir o öyle SIFIR BEDEN merakı? İnsan kılçığına deri kaplanmış halde gezmeler? Sarışın striptizcimiz hem balık etli, hem de ayva göbeklidir. Bu dans sahnesini izlerken ’Pantolonu gösteren ütüdür ütü.’ benzetmesine gönderme yapıp, ’Bir gram et, bin ayıp örter‘ sözüne şapka çıkartan o ince mesajı, erkek izleyiciler anında kapacak ve gereken takdiri hürmetle sunacaklardır eminim. Çoğumuz elimizde pergelle bile kusursuz çember çizmekte zorlanırken, göğüslerini muhteşem ritmik hareketlerle çevire çevire mükemmel çemberler çizen striptizci ablayı gerçekten çok başarılı buldum. Helal olsun diyorum.

Önereceğim ikinci sahne, sigara reklamı sahnesidir. 1960′ların Amerikası’nda sigaranın sağlığa zararları bilimsel çalışmalar ışığında ispatlanmaya başlanmıştır. Bu durum, sigara üreticileri üzerindeki baskıyı artırmıştır. Sigara üreticileri paketin üzerine SAĞLIĞA ZARARLIDIR ibaresini yazmamak için direnmektedirler. Bu direnişleri, reklam ajanslarına ekmek kapısı olmuştur. Bu konu mükemmel bir senarist işçiliği ve zekasıyla şöyle işlenmektedir:

Reklamcılar ve sigara üreticileri toplantı halindedir. Herkesin elinde sigara, dumanaltı olmuşlar öksürüp durmaktadırlar. Ancak trajikomik olan durum ise şudur: Sigaranın zararlı olmadığını gösteren reklam yapmaya çalışmaktadırlar. Sigara üreticisi, ürününün zararlı olmadığına o kadar inanmaktadır ki dedesinin de sigara içtiğini ama 90′ınına kadar yaşadığını söylemektedir. Öfkeyle toplantıyı terk edecekken baş kahramanımız Don Draper devreye girip, sigarayı nasıl ürettiklerini sorar Lucky Strike’cılara (Lucky Strike: dönemin popüler sigara markalarından biri). Onlar da başlar anlatmaya: ”Malı, Arap Faik’ten alıyoruz. Karabük’te ikinci yükleme yapılıyor, Adana’ya kadar da ben sürüyorum…” Pardon o başka üçkağıtçının repliğiydi sanırım.

Lucky Strike’cılar şöyle der: “Önce kurutuyoruz, sonra kavuruyoruz falan filan ..”İşte tam o sırada tahtaya Don Draper o sihirli sözcüğü yazar: “It’s toasted” (KAVRULMUŞ)Lucky Strike’cılar şaşkınlıkla sorar: ” Fakat bütün sigaralar kavrulur? ” Don Draper itiraz eder:“Hayır, diğerleri zararlıdır. Lucky Strike kavrulmuş…” Böylece işi kapıveriler.Dizide o yılların Amerikası’nda kadının toplumdaki yeri konusunu gözler önüne seren önemli ipuçları bulunmaktadır. O yıllarda bile durum aynıdır: KADININ ADI YOK… Mad Men, kadın-erkek ilişkileri açısından 60′ların Amerikası’yla günümüz Türkiye’si arasındaki korkunç benzerlikleri idraklerimize servis ediyor. Erkek milleti, karşısında akıllı, mantıklı, zeki bir kadını görmeye alışık değil. Hele bir kadın tarafından eleştirilmeye hiç hazır değil. Don Draper, 1. sezonun ilk bölümde karşısında güçlü bir kadın görünce gerçekten afallıyor.

SENARYO:

The Sopranos‘un yazar ve yapımcılarından Matthew Weiner‘ın imzasını taşır. Matthew Weiner’ın dediğine göre 1960′ların başı bilinçli olarak seçilmiştir. Dizinin tanıtım belgeselinde o yıllar şöyle açıklanmıştır: “Beat Kuşağı‘ndan sonra, Hippi Kuşağı‘ndan önce, yani tam bir geçiş dönemi.”Dönemin genel kabul görmüş yaşam felsefesini, “Sigara iç, içki iç, yatabildiğin kadar kadınla yat ve ne olursa olsun iyi görün!” olarak açıklamak mümkünmüş. Biz bu felsefeyi ülkemizde ‘Hızlı yaşa, genç öl; cesedin yakışıklı olsun’ efsanevi formülüyle özetliyoruz.

Dizinin sadece ilk bölümünde 70′ten fazla sigara içilmiş, tabii tüketilen viskiler de cabası… Sigara, içki, seks, ayrımcılık, Yahudi düşmanlığı gibi döneme özgü detaylar çekinmeden ekranlara yansıtılmış. Bir kısa bilgiyi de ekipten birinin sözleriyle aktarayım:

“Diziyi izleyince o zamanlar ne kadar ırkçı, ne kadar ayrımcı, ne kadar Yahudi düşmanıymışız diye düşünüyorsunuz. Evet öyleydik. Aslında hala öyleyiz, sadece daha kibarız..!”

Ana karakterin olaylar karşısında verdiği anlık fakat akılcı tepkileri, içinde bulunduğu ve yaşam direncini zorlayan çeşitli olumsuzluklara rağmen sorunları kestirmeden çözen pratik zekası, izleyici üzerinde derin takdir ve beğeni izleri bırakabiliyor. Genelde aynı anda birden fazla olayı sıkmadan ve bunaltmadan işliyor; hepsini harmanlayıp yavaş yavaş sonuca ulaştırırken merak ögesinin çıtasını sürekli yukarılarda tutabiliyor.

KARAKTERLER:DON DRAPER:

 

(Jonathan Daniel Hamm. 10 Mart 1971, Missouri doğumlu, ABD’li aktör. 1960′larda geçen Mad Men dizisindeki Donald Draper rolü ile 2008 yılında drama dalında TV dizilerinde En İyi Başrol Erkek Oyuncu dalında Altın Küre Ödülü’nü kazanmıştır.)

 

Dizimizin baş kahramanı. Çok zeki bir adam. Kötü bir çocukluk dönemi geçirmiş. En büyük zaafı kadınlar. Havada uçan, karada kaçan elinden kurtulmuyor. Güzelim karısını birçok kadınla aldatıyor. Ancak, çocuklarını da çok seviyor. Zamanın en başarılı reklamcılarından. Atak bir insan. Fakat aynı zamanda sırlarla dolu biri.

Don Draper’ı sigara içişi ve karizmatik tavır ve bakışları ile birçok kişi gibi ben de Humphrey Bogart‘a benzetiyorum. Benim temennim ve beklentime göre Don Draper sonunda ya belsoğukluğuna yakalanıp kafayı sıyıracak ya da iş üstündeyken kalp krizinden ölecek. ’Su testisi su yolunda kırılır’ diye boşuna dememişler.

 

BETTY DRAPER:

 

(January Kristen Jones. 5 Ocak 1978 doğumlu, Amerikalı aktris. Amerikan Pastası: Düğün filminde canlandırdığı ‘Cadence Flaherty’ karakteri ile bilinir.)Betty’yi canlandıran January Jones şunları söylüyor: “Karakterimin avukatlığına hiçbir zaman soyunmadım. Betty, duygularıyla ve engellerle baş etmekte zorluk yaşıyor. Biraz çocuksu, aksiliklerini dengelemekte sıkıntısı var. Ama müthiş bir moda anlayışı olduğu kesin. Ben de dizi boyunca Betty’den moda adına çok şey öğrendim; her sezonda ve birlikte olduğu her adamla moda anlayışı da farklılaştı. Her yılın etek boyları ve iç çamaşırı stili hakkında fazlaca bilgi sahibi oldum.

İlk birkaç yıl kabarık etekler giyiyordu, tıpkı Grace Kelly gibi. Son sezona doğru bir politikacı eşi olarak takımlar giymeye başladı, tıpkı Jackie Kennedy gibi. Betty, Don’un yakışıklı, başarılı ve iyi kariyeri olan mükemmel bir adam olduğunu düşünüyordu. Beni Betty’ye benzetip, ‘Mükemmel Buz Kraliçesi’ diyorlar. Betty gibi konuşmuyorum, onun gibi sigara içmiyorum, onun gibi yürümüyorum, onun gibi giyinmiyorum, bunlar kendi hayatıma kolayca dönmeme neden oluyor.”

Don Draper’in nevrotik karısıdır ve ilik gibidir. Dizide en çok saygı duyduğum karakterdi Betty.Kafası cinliğe fazla çalışmayan iyi insandı kendisi. Modellik yaparken tanıştığı Don’la evlenip, kariyerini bırakmıştı. Zengin ve yakışıklı kocayı bulunca rahata ermiş ve kendini tamamen ailesine adamış Türk kadını tiplemesiydi. İlk sezonlarında tüm gün evde oturup temizlik yapan, saçını ailesi için süpürge eden biriydi. Kocası onu sürekli boynuzlarken gittiği psikiatr göğüslerine baktı diye kızardı. “Satıcıyı eve aldım… Niye aldım? Nasıl alırım?” diye dünyayı kendisine zindan ederdi. Öyle de namuslu, hanım hanımcık, eteğine sağlam bir yengemizdi. Di’li geçmiş zaman kullandığıma bakmayın; hayır, ölmedi ve yaşıyor. Fakat benim için, dizinin ilerleyen sezonlarında hakkın rahmetine kavuştu.İçimdeki Betty Saygısı’nı kocasını aldattığı an bitirdim. Gerçi Don onunla ilgilenmiyor, sürekli aldatıyordu; ama hiç olmazsa o, kendisini bozmayaydı iyiydi.(5. sezonunun ilk iki bölümünde ‘Betty Draper’i göremeyişimizin nedeni January Jones’un hamile olmasıdır.)

 

JOAN HOLLOWAY:

(Christina Rene Hendricks, 3 Mayıs 1975, Knoxville, Tennessee doğumlu ABD’li aktris. 11 Ekim 2009 tarihinde Geoffrey Arend ile evlendi. Esquire erkek dergisi tarafından 2010 yılında “Dünyanın En Seksi Kadını” seçilmiştir. Firefly sevenler kendisini Saffron olarak, Kevin Hill izlemis olanlar Nicolette Raye olarak hatırlayacaklardır.

38 yaşındaki aktrisin şöhreti yakalaması çok da kolay olmamış: “Belki milyonlarca seçmeye katıldım ve milyonlarca ret cevabı aldım. Mad Men’de rol almadan önce, doktor, polis gibi karakterleri canlandıramayacağım düşünülürdü. Joan karakteri bana çok ayrı bir kapı açtı. Joan karakterinden çok şey öğrendim. Onun hayranı olduğum, inanılmaz moda anlayışını bir kenara bırakıyorum. Kötü olaylardan karakterli bir şekilde uzak duruşuna, gururlu tarzına ve dürüstlüğüne bayılıyorum.” diyor.

Joan’nun mesleği ‘Ajans Hizmetleri Direktörü’ (sezon 4), Ofis yöneticisi (sezon 1-2, 4), Ev Hanımı (sezon 3) ve yine Bonwit Teller’de Satış Temsilcisi’dir (sezon 3). 32 yaşındadır, Greg Harris ile evli olup Kevin Harris adında bir oğlu vardır. Çocuğunu, eski sevgilisi Roger Sterling’den peydahlamıştır.

1,72 boyunda olup göğüsleri hariç 69 kilodur. Onları da hesaba katarsak, en az 80 kilo olduğu gelen haberler arasında.

Bu diziyi sanırım sırf onun için izliyor olabilirim. Olağanüstü güzel yüzü, dolgun göğüsleri, aşure kazanı gibi poposu, al yanakları, kiraz dudakları, kızıl saçları, mavi gözleri ve etine dolgun vücudu ile dizinin en bomba yan karakteridir aynı zamanda. Çok zekidir, iş bitiricidir. İstedi mi yapamayacağı şey yoktur. Erkekler için Tanrıça Kibele konumundadır, o derece yani. Evlendi, artık uslandı, çocuklarının anası olacak, hidayete erecek diye beklerken 4. sezonda izleyiciler olarak bizleri resmen ters köşeye yatırmıştır. Bu taş hatun, eğer kocası orduya yazılırsa bence kesin boşanır ve teselliyi Don Draper’in kollarında arar.

 

PEGGY OLSON :

Elisabeth Singleton Moss. 24 Temmuz 1982 doğumlu, Amerikalı aktris. Kendisini Grey’s Anatomy‘nin 3. sezonunda bir bölümde görmüştük; hatırlamasak da kayıp sayılamazdı. Sonra unuttuk gitti.

Elisabeth Moss, Peggy’i şöyle anlatıyor: Diziye başladığımda 23 yaşımdaydım. Şimdi 30. Bu sırada çok değiştim. Peggy gibi ben de büyüdüm. Peggy’yi oynamaya başladığım sırada, 60′lardaki bir genç kadını canlandırmak değildi hayalim; her zaman diliminde yaşayan bir genç kızı yaşatmak istedim.

Televizyonlar kendi kadın kahramanlarını yarattı; bu çok hoşuma gidiyor. Her geçen gün televizyon dünyasından yetenekli, güzel havalı kadınlar görüyoruz. Bu sanki bir erkek dizisi gibi görünse de içten içe bir kadın dizisi. Kadın karakterlerin çok iyi işlendiği ve rollerinin çok iyi yazıldığı bir dizi. Peggy ilk zamanlar, Brooklyn’den gelen, Katolik, kıyafetlerini kendi dikip giyen, moda anlayışı kısıtlı bir kızdı. Zaman içinde neyse ki karakterim giyinmeyi öğrendi. Şimdi Peggy’nin giyim tarzına bayılıyorum.”

Elisabeth Moss’ ‘Peggy’nin giyim tarzına bayılıyorum’ cümlesiyle Peggy kadar zevksiz olduğunu ilan etmiştir. Bu saatten sonra benim için Peggy Olson=Elisabeth Moss. Al birini vur ötekine. Canlandırdığı karakter gibi bunalım girdaplarında kaybolan Elisabeth Moss, kendisini Hollywood’un ünlü tarikatı Scientology‘nin kurtardığını iddia ediyormuş. Böylece anlıyoruz ki kendisi Scientology tarikatına girmiş bulunmaktadır.

Peggy işe yeni başladığında Don’ın sekreteriydi. Don’un elini tutarak sırnaşmıştı. Don istese o an oracıkta birlikte Nirvana’ya ulaşacaklardı. Kanımca, Don’un tipi değildi, onu beğense fırsatı kaçırmazdı.Bu Kezban Peggy Olson bence ‘SALAKLIĞIN KİTABI’ nı yeniden yazmış bir embesildir. O kadar beyinsizdir ki kendisinin hamile olduğunu 9 ay boyunca anlamamıştır. Yahu bir kadın hamile olduğunu nasıl anlamaz? Bir kadın aldığı kilolarla gün geçtikçe dombilikleşiyor, üstelik reglisi de kesilmiş ve hala aklına hamile kalmış olabileceği düşüncesi gelmiyor? Bu nasıl enayiliktir çözemedim. Doğurduğu çocuğa da prematüre demeye bin şahit ister. Kereta koç gibi maşallah… Peggy Olson, ’Allah insana çirkin şansı versin!’ dilek ve temennisinin vücut bulmuş halidir. Sezonlar geçtikçe, bölümler ilerledikçe bu çirkin kızın bahtının hızla açılışına şaşırarak tanık olacağız.

 

PETE CAMPBEL:

 

(Vincent Paul Kartheiser, 5 Mayıs 1979, Minneapolis, Minnesota doğumlu Amerikalı aktör. Sanat yaşamına 1993 yılında başlamış olup, 2002 yapımı 28 bölümlük dizi Angel’daki Connor, 2011 yapımı In Time filmindeki Philippe Weis en bilindik rolleridir.) 

 

Bu karaktersiz karakterin mallıklarını denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa yaza yaza bitiremezler. Yüzünde sahte maskeyle gezen, insanların çaktırmadan kuyusunu kazan, hırsı aklının çok ötesine geçmiş, işte yükselmek adına yanlış da olsa yapılması gereken neyse hiç utanmadan, sıkılmadan yapabilen karaktersizlik abidesi biridir. Onun gibi insan müsveddeleri hemen her iş yerinde mutlaka vardır; olmaz olsunlar!

Babasının hatırına işe alınmıştır. Köklü bir aileden gelmektedir. Genç, hırslı bir müşteri temsilcisidir. Dizinin ilk bölümünde kısa sürede çirkin Peggy’yi elde eden bu sevimsiz, itici sinir bozucu karakter ilerleyen sezonlarda burnu sürtüle sürtüle sivriliklerinden kurtulup sempatikleşmeye bile başlamıştır. Peggy Olson’dan bir çocuğu olmuştur. 1. sezonun 4. bölümünde Donald Draper’ı tehdit etmiş ancak ağzının payını almıştır. Bükemediğin bileği öpeceksin kuralına uyarak bu olaydan sonra Donald Draper’a karşı daha saygılı davranıp, onu kendisine örnek almaya başlamıştır. Karısı ‘Çocuğumuz yok!’ diye diye Pete’yi canından bezdirmektedir ve sürekli kavga etmektedirler. Konu iş olduğunda ortaya bazen ender de olsa iyi fikirler atabilmektedir.

MÜZİKLER:

Açılış müziği Rjd2‘nin Magnificent City albümünden ‘A Beautiful Mine’dır.

İlk sezonun altıncı bölümünün en sonunda çalan parça, Don Mclean‘in bölüme isim babalığı da yapmış çalışması olan ‘Babylon‘dur. Şarkıyı ilk olarak ‘ The Melodians 1970’te bestelemiştir. Daha da eski yıllara gidecek olursak Tevrat’taki ’Babylon Ağıtı’dır. Parçayı dinlemek için şuraya uğrayabilirsiniz.

Mad Men dizisinde yer alan şarkıların ayrıntılı listesini şurada bulabilirsiniz.

 

MAD MEN’den İNCİLER :‘En kötü korkularımızın kaynağı, olmasını beklediğimiz şeylerdir.’‘Dünya biz olmadan da dönüyor; üstümüze alınmamıza gerek yok.’‘İnsanlar bize kim olduklarını söyler, ama biz görmezden geliriz. Çünkü onların kim olmalarını istiyorsak o olmalarını isteriz.’‘Darmadağın oluyoruz. Çünkü önce önümüze çıkan her şeyi istiyoruz, sonra da eskiden sahip olduklarımızı arıyoruz.’‘İstediğin bir şeyi elde edememekten daha kötü olan tek şey, onu bir başkasının elde etmesidir.’‘Bir şey yemeden aylarca yaşayan yılanlar var. Sonunda bir şey yakalıyorlar. Ama o kadar aç oluyorlar ki yerken boğuluyorlar.’Tırıvırı BilgilerSigarasız Mad Men!Obama, Mad Men’in yapımcısına mektup yazmış: ‘3. sezonu izledim, çok iyiydi’ diye. Başkan Obama’nın kendisine resmi ziyarete gelen devlet başkanlarına bile 15-20 dakikalık kısıtlı zaman ayırabildiği, başını kaşıyacak zamanının olmadığı söyleniyordu. Bir bölümü 47 dakika olan bir dizinin 3. sezonunun tamamını izleyecek zamanı nasıl buldu acaba? Yoksa Beyaz Saray’da dizi ve film izleme günleri mi var? Bunların 15 günde bir ‘Altın Günleri de oluyordur Allah bilir.Dünyada ve Türkiye’de Mad Men

Bu dizi ödülleri bir bir toplarken neden Türkiye’de izleyeni çok yok? Bunu araştırmak aslında sosyologların görevi olmalı. Ülkemizdeki dizilerin bir sezonu en az  beş altı ay sürerken, televizyon tarihinin bence en iyi  dizilerinden olan Mad Men’in  bir sezonu sadece ve sadece 12 bölüm sürüyor. Ülkemizde uzun yıllardan beri devam eden ”Bol acılı, çok ağlamaklı drama dizisi” anlayışı kendilerine belletilmiş ülkemin tv izleyicilerine Mad Men boy aynası gibi gelir. Bir tek bölümünü izletip, eleştirileri dinleyin ve anlayın bu alemde sahip olduğumuz izleyici profilinin ne olduğunu.

Elin Amerikalısı’nın döndüğü ve bize tur bindirdiği bu yolda, biz hala ağır aksak yürüme gayretindeyiz. ‘Mad Men mi? Zoraki izledim bir bölümünü, hiç ısınamadım. Çok soğuk… Yavaş… Ağır… Aksiyon yok…‘ diyenlere sormak gerek:‘Diziye şimdiye kadar dört Altın Küre ve on beş Emmy Ödülü’nün de aralarında olduğu çok sayıda ödülü boşuna mı verdiler?’

Mad Men, Türkiye dahil olmak üzere toplam 18 ülkede izleniyor. İlk sezonu 19 Temmuz 2007 de başlamış, 6. sezonu ise 23 Haziran 2013′te final yapmıştır. 7. sezonuyla ekranlara veda edeceği açıklanan dizinin yapımcısı Matthew Weiner, daha önce The Sopranos dizisinde yaptıkları gibi son sezonun iki parça halinde yayınlanacağını açıklamıştır.

Reklamcılığın Sihirli Dünyası: Mad Men | İnceleme

Tür………………………:DramaYaratıcı………………. :Matthew WeinerOyuncular…………. :Jon Hamm, Elisabeth Moss, Vincent Kartheiser, January Jones, Christina Hendricks, Bryan Batt, Michael Gladis, Aaron Staton, Rich Sommer, John Slattery, Mark MosesÜlke…………………… :Amerika Birleşik Devletleri Bölüm sayısı……… :65 Asıl ismi……………… :MADISON AVENUE MEN Yapımcı………………. :Lionsgate TelevizyonuGösterim süresi…. :Yaklaşık 47 dakikaKanal………………….. :AMC İlk Yayın Tarihi…… :19 Temmuz 2007Dizinin adı neden MAD MEN ?

Birinci sezon ilk bölümün giriş cümlesi, dizi adının varoluş felsefesini açıklıyor :

“1950’lerin sonunda Madison Bulvarı’nın reklamcılık yöneticilerini tarif etmek için bir kavram üretildi. Bunu onlar üretti. MAD MEN…”

1950’li ve 60’lı yıllar, ABD’de reklamcılığın en ihtişamlı dönemleridir. Sektör tazedir. Bulduğunuz her fikir henüz bakirdir ve tüm erkekler takım elbiselidir. Sigara içmek için merdiven boşluğuna gitmeniz gerekmemektedir. Bütün reklam ajansları, reklam piyasasının kalbi olan ‘Madison Avenue’de toplandığı için burada çalışan ve takım elbise giyen bu insanlara “Madison Avenue Men (Madison Bulvarı Erkekleri)” ya da kısaca “MAD MEN” denilmektedir.

KONUSU :

Mad Men, 1960’lar Amerikası’nda, New York’taki kurgusal Sterling Cooper adlı reklam şirketinde yaşananları, zeka pırıltılarıyla taçlandırılmış senaryosuyla basit ama etkileyici öykülerle, belgesel tadında anlatıyor. Üst düzey reklam şirketi yöneticisi Don Draper (Jon Hamm) odaklı, katmanlı insan analizleri ve oyuncuların çizgi ötesi müthiş performanslarıyle izleyicilerin büyük bir beğeni ve sempatisini topluyor.

60’LARIN AMERİKASINA NOSTALJİK BİR BAKIŞ:

Dizi her ne kadar 1950-60’lar arasında geçen bir öyküye sahip olsa da aslında şimdiki zamanı anlatıyor. Dizinin giriş jeneriği 99 FRANCS filminin giriş sahnesiyle büyük ölçüde benzerlikler içermekte.

İki yapım da reklamcılık teması üzerine kurulmuştur ve ikisinin de çıkış yılı 2007′dir. Hangisi hangisinden alıntılar, öykünmeler, araklamalar yaptığını tam olarak belirlemek yine de zordur.

Kadın ve erkeklerin AŞK ALEMİ’nde, bir ASIL, bir YEDEK olarak çalışmayı kendilerine mesleki hobi olarak gördükleri ve bu İHANET GENLERİ’ni sonraki kuşaklara miras bıraktığı yıllardır o yıllar…

Otel odalarındaki kaçamaklardan sonra kadınların asla bozulmayan saç şekillerine, sabahın köründe fönlü ve makyajlı hallerine hayret etmeden geçemeyeceğiniz, izledikçe alışıp sizlere olağan gelecek pek çok sıra dışı olaya tanık olacaksınız.

Dizinin bir bölümünde Draper Ailesi çayırlık bir alanda piknik yaptıktan sonra çöplerini toplamadan etrafta öylece bırakıp gidiyorlar. Don Draper elindeki bira kutusunu ağaçlara doğru utanmadan, sıkılmadan sallıyor… 60′lı yıllarda Amerika’da insanlarda ‘Çevre temizliği’ kültürü henüz oluşmamış . 1965′lere gelindiğinde John F. Kennedy’den sonraki Amerika Başkanı Lyndon B. Johnson’ın eşi Lady Bird Johnson etrafın ve yolların temiz tutulmasına dair bir temizlik kampanyası başlatmış ve kampanya hızla yayılmıştır. Hatta bununla ilgili “Crying Indian (Ağlayan Kızılderili)” adında, kamuoyunda büyük beğeni kazanan reklam filmi bile yapmışlardır.

Dizi, bizlere 60′lı yıllarda Amerika’daki iş ortamı hakkında da çarpıcı örnekler veriyor. Elinde viskisiyle insanlar rahatça işe gelebiliyorlar. Sigara ve içki yasağı henüz icat edilmemiş. İnsanlar toplantıya girerken ayık, çıkarkan sarhoş olarak çıkabiliyorlar. Bira içmek isteyenler, kutuyu bir delici ile iki tarafı birden delerek açmak zorunda. Çünkü bira kutusu üzerine ‘Açacak’ koyma fikrini Amerikalılar 60’larda henüz keşfedememişlerdir. Şimdi bu lafı itelemeden edemeyeceğim: Sen kalk 1969 yılında Ay’a insan gönderecek teknolojiye sahip ol, ama bira kutusuna -içmek için iki tarafını deldirerek- yağ tenekesi muamelesi yaptır, öyle mi?

Sigaranın zararları konusu henüz tartışma aşamasındadır. Tiryakiler iki arada bir derede kalmışlardır.Birinci sezonda ilk iki bölüm itibariyle iki küçük çocuk dışındaki herkes sigara içmektedir. Hamile kadınlar, psikologla görüşen kadınlar, toplantı yapan adamlar, yemek yiyen, içki içen, çalışan, sevişen, tuvalete giden herkesin elinde sigara eksik değildir. Bekar bayanların doğum kontrol hapı kullanması toplumun asla kabul etmeyeceği ve ‘Kötü Kız’ damgasını anında basacağı bir durumdur.

Erkeklerde deodorant kullanımı henüz başlamamıştır. Onlara göre ter kokuları, kadınların aklını başından almaktadır. Kadınlar arasında revaçta olan meslek, sekreterliktir. Psikoloğa gidenlere deli muamelesi yapılmamakta, psikoloğa gidiş bir moda olarak taklit edilmektedir. Hasta-doktor mahremiyeti de yoktur. Psikolog, kocasına, kendisine içini döken karısının her sırrını şakkadanak rahatlıkla açabilmektedir.

Dizinin pilot bölümde izlemenizi ısrarla önereceğim sahnelerden ilki, striptiz kulübünde geçen sahnedir. Günümüzde bayanların nedir o öyle SIFIR BEDEN merakı? İnsan kılçığına deri kaplanmış halde gezmeler? Sarışın striptizcimiz hem balık etli, hem de ayva göbeklidir. Bu dans sahnesini izlerken ’Pantolonu gösteren ütüdür ütü.’ benzetmesine gönderme yapıp, ’Bir gram et, bin ayıp örter‘ sözüne şapka çıkartan o ince mesajı, erkek izleyiciler anında kapacak ve gereken takdiri hürmetle sunacaklardır eminim. Çoğumuz elimizde pergelle bile kusursuz çember çizmekte zorlanırken, göğüslerini muhteşem ritmik hareketlerle çevire çevire mükemmel çemberler çizen striptizci ablayı gerçekten çok başarılı buldum. Helal olsun diyorum.

Önereceğim ikinci sahne, sigara reklamı sahnesidir. 1960′ların Amerikası’nda sigaranın sağlığa zararları bilimsel çalışmalar ışığında ispatlanmaya başlanmıştır. Bu durum, sigara üreticileri üzerindeki baskıyı artırmıştır. Sigara üreticileri paketin üzerine SAĞLIĞA ZARARLIDIR ibaresini yazmamak için direnmektedirler. Bu direnişleri, reklam ajanslarına ekmek kapısı olmuştur. Bu konu mükemmel bir senarist işçiliği ve zekasıyla şöyle işlenmektedir:

Reklamcılar ve sigara üreticileri toplantı halindedir. Herkesin elinde sigara, dumanaltı olmuşlar öksürüp durmaktadırlar. Ancak trajikomik olan durum ise şudur: Sigaranın zararlı olmadığını gösteren reklam yapmaya çalışmaktadırlar. Sigara üreticisi, ürününün zararlı olmadığına o kadar inanmaktadır ki dedesinin de sigara içtiğini ama 90′ınına kadar yaşadığını söylemektedir. Öfkeyle toplantıyı terk edecekken baş kahramanımız Don Draper devreye girip, sigarayı nasıl ürettiklerini sorar Lucky Strike’cılara (Lucky Strike: dönemin popüler sigara markalarından biri). Onlar da başlar anlatmaya: ”Malı, Arap Faik’ten alıyoruz. Karabük’te ikinci yükleme yapılıyor, Adana’ya kadar da ben sürüyorum…” Pardon o başka üçkağıtçının repliğiydi sanırım.

Lucky Strike’cılar şöyle der: “Önce kurutuyoruz, sonra kavuruyoruz falan filan ..”İşte tam o sırada tahtaya Don Draper o sihirli sözcüğü yazar: “It’s toasted” (KAVRULMUŞ)Lucky Strike’cılar şaşkınlıkla sorar: ” Fakat bütün sigaralar kavrulur? ” Don Draper itiraz eder:“Hayır, diğerleri zararlıdır. Lucky Strike kavrulmuş…” Böylece işi kapıveriler.Dizide o yılların Amerikası’nda kadının toplumdaki yeri konusunu gözler önüne seren önemli ipuçları bulunmaktadır. O yıllarda bile durum aynıdır: KADININ ADI YOK… Mad Men, kadın-erkek ilişkileri açısından 60′ların Amerikası’yla günümüz Türkiye’si arasındaki korkunç benzerlikleri idraklerimize servis ediyor. Erkek milleti, karşısında akıllı, mantıklı, zeki bir kadını görmeye alışık değil. Hele bir kadın tarafından eleştirilmeye hiç hazır değil. Don Draper, 1. sezonun ilk bölümde karşısında güçlü bir kadın görünce gerçekten afallıyor.

SENARYO:

The Sopranos‘un yazar ve yapımcılarından Matthew Weiner‘ın imzasını taşır. Matthew Weiner’ın dediğine göre 1960′ların başı bilinçli olarak seçilmiştir. Dizinin tanıtım belgeselinde o yıllar şöyle açıklanmıştır: “Beat Kuşağı‘ndan sonra, Hippi Kuşağı‘ndan önce, yani tam bir geçiş dönemi.”Dönemin genel kabul görmüş yaşam felsefesini, “Sigara iç, içki iç, yatabildiğin kadar kadınla yat ve ne olursa olsun iyi görün!” olarak açıklamak mümkünmüş. Biz bu felsefeyi ülkemizde ‘Hızlı yaşa, genç öl; cesedin yakışıklı olsun’ efsanevi formülüyle özetliyoruz.

Dizinin sadece ilk bölümünde 70′ten fazla sigara içilmiş, tabii tüketilen viskiler de cabası… Sigara, içki, seks, ayrımcılık, Yahudi düşmanlığı gibi döneme özgü detaylar çekinmeden ekranlara yansıtılmış. Bir kısa bilgiyi de ekipten birinin sözleriyle aktarayım:

“Diziyi izleyince o zamanlar ne kadar ırkçı, ne kadar ayrımcı, ne kadar Yahudi düşmanıymışız diye düşünüyorsunuz. Evet öyleydik. Aslında hala öyleyiz, sadece daha kibarız..!”

Ana karakterin olaylar karşısında verdiği anlık fakat akılcı tepkileri, içinde bulunduğu ve yaşam direncini zorlayan çeşitli olumsuzluklara rağmen sorunları kestirmeden çözen pratik zekası, izleyici üzerinde derin takdir ve beğeni izleri bırakabiliyor. Genelde aynı anda birden fazla olayı sıkmadan ve bunaltmadan işliyor; hepsini harmanlayıp yavaş yavaş sonuca ulaştırırken merak ögesinin çıtasını sürekli yukarılarda tutabiliyor.

KARAKTERLER:DON DRAPER:

 

(Jonathan Daniel Hamm. 10 Mart 1971, Missouri doğumlu, ABD’li aktör. 1960′larda geçen Mad Men dizisindeki Donald Draper rolü ile 2008 yılında drama dalında TV dizilerinde En İyi Başrol Erkek Oyuncu dalında Altın Küre Ödülü’nü kazanmıştır.)

 

Dizimizin baş kahramanı. Çok zeki bir adam. Kötü bir çocukluk dönemi geçirmiş. En büyük zaafı kadınlar. Havada uçan, karada kaçan elinden kurtulmuyor. Güzelim karısını birçok kadınla aldatıyor. Ancak, çocuklarını da çok seviyor. Zamanın en başarılı reklamcılarından. Atak bir insan. Fakat aynı zamanda sırlarla dolu biri.

Don Draper’ı sigara içişi ve karizmatik tavır ve bakışları ile birçok kişi gibi ben de Humphrey Bogart‘a benzetiyorum. Benim temennim ve beklentime göre Don Draper sonunda ya belsoğukluğuna yakalanıp kafayı sıyıracak ya da iş üstündeyken kalp krizinden ölecek. ’Su testisi su yolunda kırılır’ diye boşuna dememişler.

 

BETTY DRAPER:

 

(January Kristen Jones. 5 Ocak 1978 doğumlu, Amerikalı aktris. Amerikan Pastası: Düğün filminde canlandırdığı ‘Cadence Flaherty’ karakteri ile bilinir.)Betty’yi canlandıran January Jones şunları söylüyor: “Karakterimin avukatlığına hiçbir zaman soyunmadım. Betty, duygularıyla ve engellerle baş etmekte zorluk yaşıyor. Biraz çocuksu, aksiliklerini dengelemekte sıkıntısı var. Ama müthiş bir moda anlayışı olduğu kesin. Ben de dizi boyunca Betty’den moda adına çok şey öğrendim; her sezonda ve birlikte olduğu her adamla moda anlayışı da farklılaştı. Her yılın etek boyları ve iç çamaşırı stili hakkında fazlaca bilgi sahibi oldum.

İlk birkaç yıl kabarık etekler giyiyordu, tıpkı Grace Kelly gibi. Son sezona doğru bir politikacı eşi olarak takımlar giymeye başladı, tıpkı Jackie Kennedy gibi. Betty, Don’un yakışıklı, başarılı ve iyi kariyeri olan mükemmel bir adam olduğunu düşünüyordu. Beni Betty’ye benzetip, ‘Mükemmel Buz Kraliçesi’ diyorlar. Betty gibi konuşmuyorum, onun gibi sigara içmiyorum, onun gibi yürümüyorum, onun gibi giyinmiyorum, bunlar kendi hayatıma kolayca dönmeme neden oluyor.”

Don Draper’in nevrotik karısıdır ve ilik gibidir. Dizide en çok saygı duyduğum karakterdi Betty.Kafası cinliğe fazla çalışmayan iyi insandı kendisi. Modellik yaparken tanıştığı Don’la evlenip, kariyerini bırakmıştı. Zengin ve yakışıklı kocayı bulunca rahata ermiş ve kendini tamamen ailesine adamış Türk kadını tiplemesiydi. İlk sezonlarında tüm gün evde oturup temizlik yapan, saçını ailesi için süpürge eden biriydi. Kocası onu sürekli boynuzlarken gittiği psikiatr göğüslerine baktı diye kızardı. “Satıcıyı eve aldım… Niye aldım? Nasıl alırım?” diye dünyayı kendisine zindan ederdi. Öyle de namuslu, hanım hanımcık, eteğine sağlam bir yengemizdi. Di’li geçmiş zaman kullandığıma bakmayın; hayır, ölmedi ve yaşıyor. Fakat benim için, dizinin ilerleyen sezonlarında hakkın rahmetine kavuştu.İçimdeki Betty Saygısı’nı kocasını aldattığı an bitirdim. Gerçi Don onunla ilgilenmiyor, sürekli aldatıyordu; ama hiç olmazsa o, kendisini bozmayaydı iyiydi.(5. sezonunun ilk iki bölümünde ‘Betty Draper’i göremeyişimizin nedeni January Jones’un hamile olmasıdır.)

 

JOAN HOLLOWAY:

(Christina Rene Hendricks, 3 Mayıs 1975, Knoxville, Tennessee doğumlu ABD’li aktris. 11 Ekim 2009 tarihinde Geoffrey Arend ile evlendi. Esquire erkek dergisi tarafından 2010 yılında “Dünyanın En Seksi Kadını” seçilmiştir. Firefly sevenler kendisini Saffron olarak, Kevin Hill izlemis olanlar Nicolette Raye olarak hatırlayacaklardır.

38 yaşındaki aktrisin şöhreti yakalaması çok da kolay olmamış: “Belki milyonlarca seçmeye katıldım ve milyonlarca ret cevabı aldım. Mad Men’de rol almadan önce, doktor, polis gibi karakterleri canlandıramayacağım düşünülürdü. Joan karakteri bana çok ayrı bir kapı açtı. Joan karakterinden çok şey öğrendim. Onun hayranı olduğum, inanılmaz moda anlayışını bir kenara bırakıyorum. Kötü olaylardan karakterli bir şekilde uzak duruşuna, gururlu tarzına ve dürüstlüğüne bayılıyorum.” diyor.

Joan’nun mesleği ‘Ajans Hizmetleri Direktörü’ (sezon 4), Ofis yöneticisi (sezon 1-2, 4), Ev Hanımı (sezon 3) ve yine Bonwit Teller’de Satış Temsilcisi’dir (sezon 3). 32 yaşındadır, Greg Harris ile evli olup Kevin Harris adında bir oğlu vardır. Çocuğunu, eski sevgilisi Roger Sterling’den peydahlamıştır.

1,72 boyunda olup göğüsleri hariç 69 kilodur. Onları da hesaba katarsak, en az 80 kilo olduğu gelen haberler arasında.

Bu diziyi sanırım sırf onun için izliyor olabilirim. Olağanüstü güzel yüzü, dolgun göğüsleri, aşure kazanı gibi poposu, al yanakları, kiraz dudakları, kızıl saçları, mavi gözleri ve etine dolgun vücudu ile dizinin en bomba yan karakteridir aynı zamanda. Çok zekidir, iş bitiricidir. İstedi mi yapamayacağı şey yoktur. Erkekler için Tanrıça Kibele konumundadır, o derece yani. Evlendi, artık uslandı, çocuklarının anası olacak, hidayete erecek diye beklerken 4. sezonda izleyiciler olarak bizleri resmen ters köşeye yatırmıştır. Bu taş hatun, eğer kocası orduya yazılırsa bence kesin boşanır ve teselliyi Don Draper’in kollarında arar.

 

PEGGY OLSON :

Elisabeth Singleton Moss. 24 Temmuz 1982 doğumlu, Amerikalı aktris. Kendisini Grey’s Anatomy‘nin 3. sezonunda bir bölümde görmüştük; hatırlamasak da kayıp sayılamazdı. Sonra unuttuk gitti.

Elisabeth Moss, Peggy’i şöyle anlatıyor: Diziye başladığımda 23 yaşımdaydım. Şimdi 30. Bu sırada çok değiştim. Peggy gibi ben de büyüdüm. Peggy’yi oynamaya başladığım sırada, 60′lardaki bir genç kadını canlandırmak değildi hayalim; her zaman diliminde yaşayan bir genç kızı yaşatmak istedim.

Televizyonlar kendi kadın kahramanlarını yarattı; bu çok hoşuma gidiyor. Her geçen gün televizyon dünyasından yetenekli, güzel havalı kadınlar görüyoruz. Bu sanki bir erkek dizisi gibi görünse de içten içe bir kadın dizisi. Kadın karakterlerin çok iyi işlendiği ve rollerinin çok iyi yazıldığı bir dizi. Peggy ilk zamanlar, Brooklyn’den gelen, Katolik, kıyafetlerini kendi dikip giyen, moda anlayışı kısıtlı bir kızdı. Zaman içinde neyse ki karakterim giyinmeyi öğrendi. Şimdi Peggy’nin giyim tarzına bayılıyorum.”

Elisabeth Moss’ ‘Peggy’nin giyim tarzına bayılıyorum’ cümlesiyle Peggy kadar zevksiz olduğunu ilan etmiştir. Bu saatten sonra benim için Peggy Olson=Elisabeth Moss. Al birini vur ötekine. Canlandırdığı karakter gibi bunalım girdaplarında kaybolan Elisabeth Moss, kendisini Hollywood’un ünlü tarikatı Scientology‘nin kurtardığını iddia ediyormuş. Böylece anlıyoruz ki kendisi Scientology tarikatına girmiş bulunmaktadır.

Peggy işe yeni başladığında Don’ın sekreteriydi. Don’un elini tutarak sırnaşmıştı. Don istese o an oracıkta birlikte Nirvana’ya ulaşacaklardı. Kanımca, Don’un tipi değildi, onu beğense fırsatı kaçırmazdı.Bu Kezban Peggy Olson bence ‘SALAKLIĞIN KİTABI’ nı yeniden yazmış bir embesildir. O kadar beyinsizdir ki kendisinin hamile olduğunu 9 ay boyunca anlamamıştır. Yahu bir kadın hamile olduğunu nasıl anlamaz? Bir kadın aldığı kilolarla gün geçtikçe dombilikleşiyor, üstelik reglisi de kesilmiş ve hala aklına hamile kalmış olabileceği düşüncesi gelmiyor? Bu nasıl enayiliktir çözemedim. Doğurduğu çocuğa da prematüre demeye bin şahit ister. Kereta koç gibi maşallah… Peggy Olson, ’Allah insana çirkin şansı versin!’ dilek ve temennisinin vücut bulmuş halidir. Sezonlar geçtikçe, bölümler ilerledikçe bu çirkin kızın bahtının hızla açılışına şaşırarak tanık olacağız.

 

PETE CAMPBEL:

 

(Vincent Paul Kartheiser, 5 Mayıs 1979, Minneapolis, Minnesota doğumlu Amerikalı aktör. Sanat yaşamına 1993 yılında başlamış olup, 2002 yapımı 28 bölümlük dizi Angel’daki Connor, 2011 yapımı In Time filmindeki Philippe Weis en bilindik rolleridir.) 

 

Bu karaktersiz karakterin mallıklarını denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa yaza yaza bitiremezler. Yüzünde sahte maskeyle gezen, insanların çaktırmadan kuyusunu kazan, hırsı aklının çok ötesine geçmiş, işte yükselmek adına yanlış da olsa yapılması gereken neyse hiç utanmadan, sıkılmadan yapabilen karaktersizlik abidesi biridir. Onun gibi insan müsveddeleri hemen her iş yerinde mutlaka vardır; olmaz olsunlar!

Babasının hatırına işe alınmıştır. Köklü bir aileden gelmektedir. Genç, hırslı bir müşteri temsilcisidir. Dizinin ilk bölümünde kısa sürede çirkin Peggy’yi elde eden bu sevimsiz, itici sinir bozucu karakter ilerleyen sezonlarda burnu sürtüle sürtüle sivriliklerinden kurtulup sempatikleşmeye bile başlamıştır. Peggy Olson’dan bir çocuğu olmuştur. 1. sezonun 4. bölümünde Donald Draper’ı tehdit etmiş ancak ağzının payını almıştır. Bükemediğin bileği öpeceksin kuralına uyarak bu olaydan sonra Donald Draper’a karşı daha saygılı davranıp, onu kendisine örnek almaya başlamıştır. Karısı ‘Çocuğumuz yok!’ diye diye Pete’yi canından bezdirmektedir ve sürekli kavga etmektedirler. Konu iş olduğunda ortaya bazen ender de olsa iyi fikirler atabilmektedir.

MÜZİKLER:

Açılış müziği Rjd2‘nin Magnificent City albümünden ‘A Beautiful Mine’dır.

İlk sezonun altıncı bölümünün en sonunda çalan parça, Don Mclean‘in bölüme isim babalığı da yapmış çalışması olan ‘Babylon‘dur. Şarkıyı ilk olarak ‘ The Melodians 1970’te bestelemiştir. Daha da eski yıllara gidecek olursak Tevrat’taki ’Babylon Ağıtı’dır. Parçayı dinlemek için şuraya uğrayabilirsiniz.

Mad Men dizisinde yer alan şarkıların ayrıntılı listesini şurada bulabilirsiniz.

 

MAD MEN’den İNCİLER :‘En kötü korkularımızın kaynağı, olmasını beklediğimiz şeylerdir.’‘Dünya biz olmadan da dönüyor; üstümüze alınmamıza gerek yok.’‘İnsanlar bize kim olduklarını söyler, ama biz görmezden geliriz. Çünkü onların kim olmalarını istiyorsak o olmalarını isteriz.’‘Darmadağın oluyoruz. Çünkü önce önümüze çıkan her şeyi istiyoruz, sonra da eskiden sahip olduklarımızı arıyoruz.’‘İstediğin bir şeyi elde edememekten daha kötü olan tek şey, onu bir başkasının elde etmesidir.’‘Bir şey yemeden aylarca yaşayan yılanlar var. Sonunda bir şey yakalıyorlar. Ama o kadar aç oluyorlar ki yerken boğuluyorlar.’Tırıvırı BilgilerSigarasız Mad Men!Obama, Mad Men’in yapımcısına mektup yazmış: ‘3. sezonu izledim, çok iyiydi’ diye. Başkan Obama’nın kendisine resmi ziyarete gelen devlet başkanlarına bile 15-20 dakikalık kısıtlı zaman ayırabildiği, başını kaşıyacak zamanının olmadığı söyleniyordu. Bir bölümü 47 dakika olan bir dizinin 3. sezonunun tamamını izleyecek zamanı nasıl buldu acaba? Yoksa Beyaz Saray’da dizi ve film izleme günleri mi var? Bunların 15 günde bir ‘Altın Günleri de oluyordur Allah bilir.Dünyada ve Türkiye’de Mad Men

Bu dizi ödülleri bir bir toplarken neden Türkiye’de izleyeni çok yok? Bunu araştırmak aslında sosyologların görevi olmalı. Ülkemizdeki dizilerin bir sezonu en az  beş altı ay sürerken, televizyon tarihinin bence en iyi  dizilerinden olan Mad Men’in  bir sezonu sadece ve sadece 12 bölüm sürüyor. Ülkemizde uzun yıllardan beri devam eden ”Bol acılı, çok ağlamaklı drama dizisi” anlayışı kendilerine belletilmiş ülkemin tv izleyicilerine Mad Men boy aynası gibi gelir. Bir tek bölümünü izletip, eleştirileri dinleyin ve anlayın bu alemde sahip olduğumuz izleyici profilinin ne olduğunu.

Elin Amerikalısı’nın döndüğü ve bize tur bindirdiği bu yolda, biz hala ağır aksak yürüme gayretindeyiz. ‘Mad Men mi? Zoraki izledim bir bölümünü, hiç ısınamadım. Çok soğuk… Yavaş… Ağır… Aksiyon yok…‘ diyenlere sormak gerek:‘Diziye şimdiye kadar dört Altın Küre ve on beş Emmy Ödülü’nün de aralarında olduğu çok sayıda ödülü boşuna mı verdiler?’

Mad Men, Türkiye dahil olmak üzere toplam 18 ülkede izleniyor. İlk sezonu 19 Temmuz 2007 de başlamış, 6. sezonu ise 23 Haziran 2013′te final yapmıştır. 7. sezonuyla ekranlara veda edeceği açıklanan dizinin yapımcısı Matthew Weiner, daha önce The Sopranos dizisinde yaptıkları gibi son sezonun iki parça halinde yayınlanacağını açıklamıştır.